RUJ VE İKİ ÇARPI YİRMİDOKUZ(benden... bana...)kan kırmızı bir rujumun girip kanına iki çarpı yirmidokuz yazdım bu gün evdeki tüm aynalara kendimle inanılmaz dalga geçerek kocaman yazdım kalın kalın rakamlarla gözlü de görsün gözsüz de diyerek hoş bunu görmek bu günlerde en çok da bana gerek kan kırmızı ruju bir gülmedir tuttu ki sormayın katıla katıla ve gülerken düştü elimden ve kırıldı orta yerinden kendini feda ederek ayrıldı ikiye kahkahalarla tepinerek aldırma dedi aldırma çok fazla zaman yok sen bana bakma kaç yıl kaldı sanırsın geçecek benle beraber gülüşünü ışıldatatıp dudaklarını öperek ... güneş tam tepede sanki kavrulan kiremitler birazdan eriyecek gün temmuz gibi gün ömrüm gibi yarılamış kendini artık kalmadı bir şey eskiyecek eskitecek çıkıp deli sıcağın yokladığı terasa gölgesiz bir siyah leke gibi savunmasız ve kendine hayrı olmayan bir şemsiye gibi öylece durdum bilmem ki ne isteyerek neyi bekleyerek kimi özleyerek kırık kırmızı ruj dayanamadı daha fazla eridi güneşin kollarında süzülüp gitti yıllar gibi anılar gibi kan gibi beyaz taşların üstünden halâ gülümseyerek ... iki çarpı yirmidokuz yazdım bu gün evdeki tüm aynalara kendimle inanılmaz dalga geçerek CEYDA GÖRK 17 TEMMUZ 2009.....13.45 doğum günüm... |
hayata rağmen
geçen yılara rağmen, kahkaha atabilmek, bence yaşamın sırrı burada yatıyor
hoş bir meydan okuma hissettim
umarım kaç temmuz daha, çok çok daha hayatla dalganızı geçersiniz
nice yaş ve yıllara meydan okumanız dileğimle
kutlu olsun efendim, doğum gününüz ve kandiliniz.. sevgiler