Bunca elektrik akımı içinde yaşayabilen insan, niye kanser olmasın ki!!?

Araştırıp bakınız; elektrik iletim telleri ve mahalle içi elektrik trafoları,
radyasyon yayıyor.

Özellikle, elektrik trafosuna yakın evlerde,
tam bir radyasyon bombardımanı hâkim!!!
Bildiğim kadarı ile açıktan geçen bu hatlar,
1984 yılından itibâren yer altına alınacaktı?!

Statik elektriğe dikkat.
Konunun uzmanı olmamakla birlikte, çocukluğumdan beri;
merak, beceri, arşiv ve ilgi alanımdadır.

Bakınız: Bilim ve Teknik Dergisi, eski sayıları; Radyasyon.

Bir tele bağlı ütü,
Diğerineyse mikser,
Biri dolap soğutur,
Dördüncü de yazıcı...

Çift tele bağlı lâmba,
İkinciye radyatör,
Üçüncü çarşaf yıkar,
Sekizinci video...

Dokuzuncu su kaynatır,
Onuncu poz oynatır,
Onbirinci tencere,
Yemek bile kaynatır...

Onikinci zil çalar,
Onüçüncü saz çalar,
Ondördüncü bezleri,
Diker; düğme, bohçalar...

Onbeşinci fritöz,
Onaltıncı skaynır,
Onyedinci bilgiyi,
Saklar-verir-oynatır...

Onsekizinci suyu,
Hem ısıtır-püskürtür,
Ondokuzuncu âlet,
Matkap ile titretir...

Yirminci şimşek çakar,
Pili doldurur- atar,
Yirmibirde ustalık,
Pastayı kızıl yapar...

Yirmiiki merdiven,
Otomatik söndürür,
Yirmiüçte pervâne,
Serinletir-dördürür...

Yirmidörtte plâklar,
İnsanı canlandırır,
Yirmibeşte anılar,
Seslerde anlatılır...

Yirmialtı boş priz,
Takılanı andırır,
Yirmiyedi telefon,
Makinesi çaldırır...

Yirmisekiz ocaktır,
Üşüyeni ısıtır,
Yirmidokuz ekranı,
Parlatır- renklendirir...

Otuzda dur. Yeterli,
İki kablo faydası,
Kâğıt dar uzun ancak,
Uzatma. Yok faydası...

Kadir yine dar yazdı,
Bu dar şerit kâğıda,
Eline geçen ile,
İki yan-dar- sağı da...

Bitti yazdığım ancak;
Merâmım’ diyemedim,
Kâğıt uzun olunca,
Yazmadan edemedim.

Kadir Yeter. TRABZON