ŞAİR ÖLÜMÜ
Ötelerden yazıldı özgenin özgesine,
Ezelden bir yük bindi, ağlamaklı sesine Ve milyonlar içinde yalnızlık ensesine. Efsunlar üflenirken göklerden nefesine. Kerameti kendinde gizlenmiş bir beşerdi, Fikrine kibrit çaksan bütün dünya pişerdi, Güneş buza kesilip, kudretinden düşerdi, Oysa gözyaşlarından deşt-i kebir yeşerdi. Yüreği ürkek serçe, sözü keskin kılıçtı, Bir bakışından bozkır filizlenip gül açtı, Tebessümü muhabbet, kahrı endişe saçtı, Başa hürmet edenin başı üstünde taçtı. Sessiz hıçkırıkların konuşmayan diliydi, İnancı küfre siper, kurşun geçmez velîydi, Ya ateşte sönecek fütursuz bir deliydi, Ya mevlâ’nın dünyada görünmeyen eliydi. ... Fakat fikir cenginde yanar dumansız ölür, İmanı arzdan öte sanki imansız ölür, Sevdası lime lime olur da kansız ölür, Toprağına gücenmiş tohum amansız ölür. Gerçeği şöhret üstü, namsız nişansız ölür, Tarafı kendisidir, tarafsız yansız ölür, Dünyayı ışıtır da öz zatı tansız ölür, Ruhu kaç bin yıl yaşar, bedeni ansız ölür. Hayatı ölüme denk, ölse hayatsız ölür, Vefası aşka sebil, oysa hasatsız ölür, Muradı gökler üstü, umut muratsız ölür, Gönül çilegâhında bir sultan tahtsız ölür. 11 TEMMUZ 2009 |