Alev o sen
Önce inanamadı bir müddet,
katlayıp elinde tuttuğu mektup yana düşerken, baka kaldı pencereden gördüğü sarmaşık güllerin ötelerine an bean zihninde coşkulanan resme daldı gitti öylece. Oysa dedi yutkunarak, bir fısıltı gibi süzüldü dudaklarından saklı sözü, oysa sevdim ben seni. Kibritçi kız dedim ona ben, üşümüş ellerini ceplerinden çıkarıp, ağzına kapayıp ısıttı önce birkaç nefes titrek buğuyla. Sonra bir kibrit yaktı, unuttu, Temmuz sıcağında üşümüşlüğünü. Parlayan yalım aldı onu, götürürken gizemlere, kutlu dileğe bir kibrit çöpü daha yaktı, bir kibrit çöpü daha.. Her defada aynıydı dileği. Ne kadar vakit geçti öylece bilemedi. Ne yapsındı bilemedi. Son kibrit çöpüyle kalbini ateşe verdi, küllerinden yeniden doğmaktı dileği. Ne varsa yakmıştı, bir tek umuda ilişmedi; bir çift gülümseyen gözden mâdâ ne varsa ateşe verdi. Şimdi gelip görsen ne fayda, parlayan her kıvılcım gözlerin oldu düşünde, geriye kalan şimdi, kibritçi kızın yorgun külleri.. |