BOSNA
Dünyanın sömürgeci küreselleri arasında,
Bir savaş başlatıldı, Avrupa’nın ortasında, Masum ve mazlumsan dünyada suçlusun, Sen, yaşamını daima güçlülere borçlusun. Zulüm ve işkence acımasızca yapılıyor, Bütün dünya ise bu zulme seyirci kalıyor. Avrupa’nın tam da göbeğinde, Bosna Hersek’te bir vahşet yaşıyoruz, Müslüman’ı da gayri Müslim’i de Yardım etmez oldu, Vahşi savaşın ilk dört ayında… Kur’an’dan uzak Müslüman toplumlar, Her seferinde Avrupa’nın gözüne baktılar, İktidar ve menfaat endişesi için Kardeşlerini çok ama çok ucuza sattılar… Demokrasinin kuyruğunu düğümleyen Avrupa, Bütün dünya kanunlarını topladı avucuna, Müslüman’ı küçük düşürmek için Sinsice bir yafta yapıştırdılar alınlarına. Mazlumlara yardım eden insanlara, Fundamentalist damgasını vurdular, Arkasından da bin bir türlü tuzak kurdular. İnsanlığı birbiriyle acımasızca kapıştırdılar, Dünyanın her yerini vahşete boyadılar, Boyanın arkasına sığınıp zulmü dayadılar. Dizlerinin dibinde vahşet nasıl da sürüyordu! Kurşunlara dizilmeler, toplu imhalar oluyordu, Kadınlar, çocuklar, gençler ve yaşlılar, Nasıl da hunharca öldürülüyordu! Tüm dünyada aynı çarklar dönüyordu, Ezilenlerse masum ve mazlumlar oluyordu. Çağdaşlık ve insan hakları bu muydu? Üzüldüm ve üzüldüm, ağladım günlerce, Gözyaşım dinmez oldu bütün gece… Güneşin doğması ağıtları güldürmedi, Yağmurun yağması, susuzlukları gidermedi. Zulmün kurduğuna yapışan bütün ülkeler, Mazlumların katledilişini sadece seyrettiler, Arkalarına bakmadan da kaçıp gittiler, Bulutlar gözyaşı döktü, ağaçlar ise ağladı, Körpe yavrulara yapılanlar bağrımı dağladı… Ağustos 1992 İstanbul |