SEN NİNNİ BİLİR MİSİN
Ellerin ne güzel.
Her güneş doğduğunda Usulca aralardı perdelerimi. İç geçirirdi güneş zifiri geceden kalanlara, Pervazsızca yanaşırdı aşk Yıldızlar sönerdi Dudakların da titreyen gün ışığında. Avuçlarında ışıl ışıl buseler Gözlerini kapardı yastığımda. Tek isteğim seni anlatabilmek Işıkları kapatılmış odalarda. Toprağı öpmek Sadık bir tohum gibi, Filizlenmek dudaklarının arasından. Yağmurlar dikiyorum şimdi Hayata parmakuçlarımla, Üryan sözler sırlarıma yaslanıyor. Sevda kırbaç gibi iniyor yüreğime Gizlerle bilenerek. Umut ise, Sanki bir mayın tarlası. Şifresini çöz bulutların, Yağan yağmurların ardından bir şarkı söyle.. Tüm şehir yağacak şimdi. Hani olur ya, belki gökkuşağı doğar gözlerinden. Hani olur ya, belki bir kuş uçar gökyüzü kapanmadan… Şimdi şiirinle bak bana Usulca mısralarına yerleştir. Oku uykumun en derin yerinde Düşlerimi tut silinmesin. Sen ninni bilirmisin, Benzer mi anneminkilere. Zaman yok, susma Çabucak söyle bana. Kim anlatabilir ay yüzlü gecelerde Kanat çırpan gümüş renkli kuşları. Korkuyorum, Ya incitirse yıldızlar koyu renkli hüzünlerimi. Sevdamı ürpertirse göçebe bir kuş sürüsü. Birdenmi başladı bu yağmur Deli sevdama bakan gözlerinde. Hadi saçlarıma dolanan gökkuşağını çöz. Özgürleştir beni İsyanlarımın sedef kaplı bıçak uçlarında Her dokunuşu sensizliğin sancısı say. Göğsüme batan sevdanın izleridir bunlar. Neden susmuyor içimdeki kelimeler Hasreti sığdıramıyorum hiçbir yere Buğulu bir güneş gibi ellerimde tutuşuyor yokluğun, Yanıyor, yanıyor..... İşte seni sevmek böyle birşey….. Zeynep Nilgün Gökçeöz |