PAYDOS
Paydos
Yıpranmış kelimelerin zindanındaki yüreğim Paydos Düşlerime el vermeyen gerçekliğim. Fırat nehrinden aşağı yuvarlanırken masallar Yediveren güllerini sular âşıklar. Uyurken saklı kalmış mabetlerin köşesinde Haramiler, eğlensin en üst mevkide. Fenerler yakılsın annelerin ağıtlarının üstüne Kadehler kaldırılsın unutulmuş ne varsa külüne. İstanbul’dur rüyaları süsleyen efsunlu şehir Kudüs’ü sarmış kara bulut, başında efkar nedir? Ezberlenir gerçek namına yazılan marşlar Ağlarda durur, yerde kuşlar, gökte arşlar. Sıkıştırılmış akşamüstü üç ekmeğe yaşamlar Düşünmeden yaşar, döner durur damarda kanlar Ne baharı seçer, ne gündüzü yalandır sevdalar Dumanlı dağlar bir gün kara tülbenti aklar. Paydos Sonu gelmez umutların can kırıkları Paydos Bitmez sanılan masalların elmaları. Dicle kenarında oturmuş ağıt yakar âşıklar Ses vermez karşı dağa çalınan sazlar Sinsi bir duman sarar etrafı, gözler alacalı Tütmez olur mu evlerin her dem bacaları Ağıtlara karşılık ağıtlar yakılsın gözyaşları üstüne Kadehler kaldırılsın yitmiş hayallerin üstüne Ahşap evlerin sarkmış yüzüne betonlar çekilsin Asfalt yollara nimettir ekinler ekilsin Paydos Yıpranmış kelimelerin zindanındaki yüreğim Paydos Düşlerime el vermeyen gerçekliğim. M.S./2009 KAHRAMANMARAŞ |