SIRLAR ÜLKESİYDİ O...sırlar ülkesiydi o sınırları burçları ağır zincirlerle yolu kesik dövme tunç kapılarıyla derin hendeklerin hapsinde ve hepsinde siyah bayraklar uçuşan paslı demirli pencereleriyle katran karası bir yas’la kuzgun kanadı bir hikayenin efendisi ölümsüz/ölümcül bir kederle yenilmez bir yenilgiydi tek ilk ve son tebasıydım o ülkenin yüreğim burçlarına suslar çekili heybetli kalenin tek nöbetçisi gönüllü tek neferiydi yakınların uzakların tarassutunda karanlığa mıhlanmıştı gözbebeklerim her bir kirpiğim mızrak gibiydi bağlılık/bağımlılık vefâ sadâkat kavgaysa kavga sevdâysa sevda kalp üzre can yeminiydi yosunlu taş merdivenlerinde labirentlerinde mahzenlerinde dolaşırdı duyulmazdı kapalı kapılar ardında çalan ıssız yalnız hüzün vurgunu hicaz peşrevi sırlar ülkesiydi o ölümsüz/ölümcül bir kederle yenilmez bir yenilgiydi... ceyda görk 10 ekim 2008 -taksim park- |