ben kafiyeyi icat ettiğimde yazıtı
binlerce yıl önceydi
kaşıyordum başımı ne yapmalı sözü nasıl sunmalı da hatırda tutmalı acaba dedim nutku ne tetikler fazla da düşünmedim şöyle bir devindim ve hecelerime ruh verdim dirildi kelimeler daraya kara kabaya heba ustur sustur sindir bindir satır katır hatır batır temiz işti olay buydu ve tarih değişmişti ben icat ettim kafiyeyi redifi iyi mi ettim etmedim nitekim şimdilerde bilemedim niye de? şöyle yazarken kasılıyor ve büzülüyor daralıyor ıkınıyor sıkılıyor mırın kırın ediyor zamane şair ve şairelerim a güzellerim ben sizin en evvelinizim ilkiniz ikliminiz felsefeniz öğretiniz sevgiliniz benim duyguyu anlatmak içindi hepsi kelimelere lazımdı bir altın tepsi bakın bakın böylesi kasmak işte mecbur değilsin hissi böyle resmetmeye vaktaki binlerce yıldır vaz geçmediniz içini oydunuz sözün dışını süslediniz süpersiniz... tarihin derininde o zaman ruhumu ruhuna üflediğimde hecelerin ne bileyim ben müneccim miyim toza bulanacağını meydanın nesirle şiiri sihrettiğimde ortalığın toz dumanının diri cesetlerin kuru dudaklarında sözü boğacağının neyse yani atasını bilin istedim bu işlerin ötesi yok hani bilmem iyi ettim etmedim geçmiş olsun hepiciğimize helal olsun kalemlerimize kafiyelerim rediflerim şiirlerim şair ve şairelerim benim mailis nalars ben kafiyeyi icat ettiğimde yazıtı mö. 3420 |
kasmayın
asmayın
susmayın
diyosunuz yani,
duygu yu verin
birazcıkcık derin
birşeylerde öyretirse
ne ala
keyif li olsun hani
şiir olsun yani diyosunuz.
kutlarım kaleminizi selam ve saygılarımla...