SU, ATEŞ, TOPRAK
...-Gözlerinin alabildiğine yüksek dağlarda,
Güneş en kavurucu sıcaklığı ile, Omuzlarımdan yakaladı beni. Sen başka yerlerdesin! Sevdan! sıcak yüreğimde. Sen diye zannettiğim dağlara, Doğdu bugün yine güneş. Ve Sen gittin ya! Düşlerimde görüyorum seni Hüzün düştü bedenime. Yokluğunda gözlerim kapıda. Saçlarım ağırıyor her geçen gün. Sustum. Sustun. Bir başımayım,üşüyorum yalnızlığımda Sen yoksun,sorgusuz gecelerde. Şimdi ilk kez ağlamıyorum, Biliyorum son hıçkırıklarım değil. Neden aşk en çok, İhtiyaç duyduğumuzda, Hiç yanımızda olmaz? Oysa yaşamak ne güzeldi, Bütün acılara inat. Su gibi aziz, Ateş gibi sıcak, Toprak gibi kutsal. Geceler şimdi daha çok uzuyor. Buz gibi ellerim titriyor. Seneler öylesine geçip gidiyor. Gözlerim ferini yitiriyor. Her gece, Bu son gecedir belki diye Süslenip püslenip, allanıp pullanıp, Öyle giriyorum yatağıma. Hep o aklında kalan kadın olmak istiyorum. Sen giderken son kez öptüğün yanaklarımdan, Ben giderken öp diye. Yine öyle bir gece daha, İyi uykular herşeyim. |
Yüreğimde İbrahim’in ateşi
Derdim Yusuf’un derdi
Devrile devrile
Şehrin üstüne
Sana geliyorum
Yüzümde bir Mansur edasıyla
Su ve Ateş bende birleşiyor
Sırrı bende güzelleşiyor
Gözünde gül saklayanların
saygılarımla şair