sorgu odası
bir itiraf değil bu
bir yanılsama beklentilerin ötesinde beklenmedik bir yenilgi kaybın farkına varmak için çok erken farkına vardığında telafi icin geç bir savaştı bu içine düştüğünü gördüğünde elindeki son silahla saldırmak tutunmak hayata, çabası içinde büyüyen bir hırs hayat çoktan bıraktı seni sorumluluk sende suskunluk bir seçim konuşmayı bildiğin gibi dönüp arkanı gitmeyide bilirmisin? aklına düşürmeyi çalışmak gibi en olasılıksız hayalleri hesapsız kitapsız dinsiz bir putperest gibi boşluğa düşerken inanmak neye yarar iman dediğin son nefes verirken gelirse eğer hangi tanrı buna kanar? flu görüntüler arasında kör bir ressam kadar aşıktım denizin mavisine sağır bir dilsiz gibi dinliyorken melodileri parmakları keslimiş bir şair kaç aşk daha yaşasa yeniden yazabilrdi eline alıp kalemi kaç tende daha söndürülse bu şehvetin ateşleri yeni bir ten özlemeden durabilir bu içimdeki hayvan.... bulutsuz bir gökyüzü kadar sakin hazırlanmakta öfkesine kan kokusuyla terbiye edilmiş günahına girmek için üstünü değişmiş jöleli saçları, traşı kısa kesilmiş bir liseli kıza sunulmak üzere yeniden revize edilmiş bu beden bu daha önce hiçbir kadına söylenmemiş gibi kızarırken yüzü dudaklarının arasından çıkan her kelime kaç kandırmaca daha kaldırır bu ten kaç dokunuş daha gerekir eskimek için... yada kaç günah cehenneminde yeterince yanıp uslanmak için tanrının... bir el çantasına sığabilecek kadar az yaşadım aşkı bir yaz telaşında oldu bitti kadar ilk alkol kıvamındaki sevişmede meze olarak kullanılacak kadar doğum kontrolündeki başarısızlıklarım kanlı kürtajlara neden olduğum için belkide her sevişmemde biraz daha lanetine maruz kaldım tahayyülü zor rüyaların ter içinde uyanmaları kaçınılması her zaman imkansız oldu bu yüzden yüzsüz bir ihtiyar gibi kabullenişim yenilgiyi ve utanmadan yeniden başlamak her uyanış yeni bir zafer çığlığı her çığlık gözlerimi ıslattı her inleyişi kollarımdaki kadının bu kaybın acısnı biraz daha ağırlaştırdı kırılganlığıyla ölçülüyordu bu aşkın özverisi ve hangimiz daha vericiydi yetmezliginde kan kaybının nasıl ölçülürdü sevginin büyüklüğü? nereye üflemek gerekiyordu trafik çevirmelerinde kanımda ne kadar sen bulunursan cezaya girmezdi bu üzerimde ne kadar kokun ve ne kadar içersem daha akli dengesizlik sayesinde kurtulunurdu bu cinayet suçlamasından... kaç şişe daha içmesi gerekirdi insanın kendi intiharında sorumlu tutulmaması için? kaç yalan daha beni bırakıp gittiğin gerçeği unutulabilsin... |