Mavi Düşlere Vurgundu YüreğimizŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kavuştuğumuz anların sarhoşluğu sindiğinde geceye merhaba diyen yüreklerimizin akışıydı suların dansı. Coşup kabaran, dinginleşip süzülen suyun senfonisi ile daldığımız düşlerin masalsı ilerleyişinde gün ağarana değin birbirimizin olur, yükümüzün ağırlığı sökse de tanı yorgun ama sevili gözlerimizle karşılardık mavi sabahların şavkını...
Mavi eteklerinden tutarak aşkın her sabah
Özlemin bıçağıyla doğrardık yüreklerimizi Islak sokaklarda yıkardık tuzlu bedenimizi İçimizdeki asi çocuklarla masum oyunlar oynardık. Bir mermere kazırdık hüznün sancısını Maviye vurgun yüreğim akardı içinden Küflü zincirlere çivilerdim gök gözlerini Zamansız aşk astığımız kerpiç duvarları yıkardık. Sipersiz korkularımız yansırdı düşlerimizde Hüznün ince basamaklarına ağar, fışkırırdık Gece sürerdik yanık yüreklerimize, hıçkırırdık Sıcak denizlerde düşlerimizi arar, hep hayıflanırdık. Oysa, sen bir slaytı izlerken dalardım gözlerine Sonsuz bir rüyaya yürürdük el ele ve birlikte Uçurtmalar salardım, en ulaşılmaz göklerine Bakışların Leyla olurdu, mecnun olur dağlar aşardık. Bir yangın aleviydi gözlerindeki uzaklık, gece olurduk Yarısı karanlık bir gecede yine de birbirimizi bulurduk Tutsak iki yüreğin sevdasıydı taşıdığımız, yorulurduk Gece uykulara dalınca canlanır, birbirimize sokulurduk. Selahattin Yetgin |
mavi düşlerin öyküsü
saygıyla.