İki sözü lam ile geçip gülşen edemedim
"Ah zâr,
Gam yüklü teline kim dokundu senin Hüznü nağmene kim bıraktı yâr Bilmez mi hazan derdin çok senin Cefayı fevkine kim eyledi nâr...." Bir lâl ediştir dilin hicabı Hani dokunsa dile öz Dil mahcup olur sözün meşkinde Taşımaya taşırda, büklümlerinde nefes dertli olursa Özgesinde fersiz kalır dilin sedası.. Bir iç çekiştir bu Ah ediştir, Bir vaveyladır bu Serzeniştir.. Varlığına turab olduğum gönül Dilime kelam salacaksan Ağırlığından soyutla şevkini Şeyda edip bülbüle nazmet kılacaksan Derdine giriftar eyleme benim meşkimi Yetimim Bir mim kadar sessizim Salma dilime zâr olacak heceyi Sebebim olma,söze esaret nedir Çileye yetimlik çaresizliktir bilirim.. Ey sebasemavat Sebir dağında sana, Derdime nidâ olmakta vardı isfehan şehrinin Keremini zeyn bilemedim özüme Zılgıt olamadım Yusuf’un Züleyha’sı için Süleyman’ın Hüdhüd’ü gibi Saba Melikesi’ne aşkı konuşamadım.. Ah zâr, figân olma sözünü taşıyamadığım dilime.. İki sözü lam ile geçip gülşen edemedim.. ... |