KAPLUMBAĞA VE BENkaplumbağaya ağır gelmez evceğizi ağır sakin ve gizem doludur yalnızlığının hikâyesi alır başını kendinden emin yürür gider her adımı tartar her adımda bilir kendi kendini hilkatin bahşettiği korunaklı dam muhkem ve güvenli hele ki o temkini ah hele o sezmesi tehlikeleri bir anda çekilir içine görünmez olur ben gibi değil asla kalakalmaz orta yerde saklar büsbütün kendini ... kabuğunu harelendiren her çizgi zalim yılların mütekabili o katmanların arasında ne acılar ne korkular gizli ifşa eder ayân eder okuyup anlayana tıpkı yüzüm gibi ... kaplumbağaya ağır gelmez evceğizi nasibini aramaya düşer yola bir kaç kuzukulağı bir tutam ebegömeci geri döner mi yuvasına bilmem benim yaşadıklarım onun da başına gelir mi yüreğine bir tekme yer mi ansızın kararır mı dünyası ters döner mi başına yurdu evi hadi ben kanarım incinirim ağlarım küserim susarım belki şansım varsa kalkarım düştüğüm yerden o bunu becerebilir mi ... kader aynı sona sürdü ikimizi o bilge kaplumbağa ben keder ormanının ayaz vurmuş kavruk filizi ... kaplumbağaya ağır gelmez sırtındaki evceğizi bu gönüle nice hasret ne acı söz nice sitem yükledim ağır gelmedi sevdamın eziyeti ... gel şimdi kaplumbağa bırakalım kendimizi sereserpe uzanalım sırt üstü güz güneşine kimse bulup eski halimize döndürmesin bizi bekleyelim o muhteşem vaâdi ruhumuzda geri dönmenin tüy gibi hafifliği... ceyda görk 17 eylül 2007.........21.20 |
Tüy gibi hahifledim bende vaâd yakınmı ne?....:))
Dualarımdasın hep. Sevgi ve saygılarımla.