Yırtık Yelken
Yıllar sonra tekrar gördüğümde seni
ve elinden tuttuğun o küçük kız sevimlisini; sana ilk sarılmak,dokunmak isteyişimi, bu düşüncenin beni nasıl ateşlerde erittiğini hatırladım. Seni ilkkez tutuşum, yelken oluyordu rüzgarıma. Şimdi bir amacım vardı. Esiyordum: en güzel duyguları yürütüyordum; sendeki uçsuz bucaksız denizlerde, bendeki teknenin yelkeninde. Amacı olan bir rüzgardım. En çok boyumdan büyük bir dalgaya çarpardım;boğulmazdım: nasıl olsa senin denizlerindeydim. Sonra birgün taştı deniz;sığmadı okyanuslara. Taşıyamazdı tekne:ağır gelirdi ,rüzgarıma fazlaydı yelkenleri. Yırtık bir denizden sızar gibi sürüklendim. Artık yürütemiyordum teknemi, esemiyordum bir yelkene. Bıraktı! bıraktı beni deniz: kendi sığamazken ben ne yapardım yelkensiz seferde! İşte ogünden beridir; içimden cinayetler işleyişim. Bedeli ise birkaç kesitti geleceğimden. Şimdi tutamıyorum ya bir çocuğun elinden; onu da düşürüyorum; belki bu olur, son cinayetim. İçimden, yine geleceğimdeki bir kesitten. Şimdi ninniler söylüyorum başka türlü. Bütün kötü duygularıma: üzüntülerime en çok da nefretime ninniler söyleyip uyutuyorum. Yapacak ne kaldıki! tekneyi batıklar listesine yazıyorum ve amaçsız rüzgarımı,yırtık bir yelkene estiriyorum. Sormayın Allah aşkına! Ne yapacağımı bilmiyorum. Elimden birşey gelmiyorki. Yapmak istediğim, sabrımı biraz büyütmek ve ona sarılmak. O da biraz zor ya! Daha çok yolun başındayım. şimdilik sadece sabrımın saçlarını okşuyor, bana alışması için çalışıyorum. |