DÜLSİNYAsana bir kent kurdum avuçlarımda kavuşmanın hediyesi olarak sunacağım gözlerine... bekle beni dülsinya bekle... avuçlarımda sana bir kent kurdum bebek gülüşleriyle boyadım sokaklarını allı turnaları da eksik etmedim içinden sana bir kent kurdum elma kokulu sonra her köşe başına begonyalar ektim sana bir kent kurdum ve çocukluğumun masumluğuyla kavuşmanın hediyesi olarak sunacağım gözlerine... kara bedenim ve nasırlı ayaklarımla geliyorum dülsinya...... son sigaramı getiriyorum sana gözlerimin ürkekliğini ve dilimin susuşunu çünkü her susuşum seni seviyorumdur. dilimi unuttum, geri verdim dinimi vatansız üryan geliyorum sana çünkü vatansızlıktır bir şaire yakışan bekle beni dülsinya dut ağacının gölgesinde biriktirdiğim bilyelerimi ve bir aşka gebe yüreğimi getiriyorum sana. tüm karanlıklara inat sakladığım bebek gülüşlerini birde. geliyorum dülsinya yaralarıma tenini süreceğim gözlerimi bir çaputla bağlayıp bedenimi astıklarında duyduklarımı biriktirdim belleğime onları getiriyorum sana bir de sevda şarkılarını getiriyorum senin sesinle dinlemek için geliyorum dülsinya bana kalan ne varsa sana getiriyorum bekle beni dülsinya bekle............ varılacak elbet............ o vakit yurdumun en görkemli meydanında halaya duracak nemesisle ince memed bekle beni dülsinya bekle... MURAT AKTAŞ |
geçen yıllar ......... beden yaşlanmış yorulmuş...............düşüncelerde sevda yorgun..........
saf şeffaf el degmemiş duygularda yaşam...............
bahtın hep karasını hem beyazını aynı kefede görmek... cennetle cehennem arsı hisler.
tebrikler çok severek okudum her zamanki gibi şiirnizi.....