“Ey Ölümü Tadanlar Siz Yaşarken de Böylemiydi Hayat”
Ağır ve yorgun bir günün kostümünü Giymiş bir yalnızlık perisiyle Göğüs göğse durduğunda kederim Depreştiği yerinde kan-ar Ben ışık hızlı bir sevdanın gölgesiyimdir Yüreğim nikbin renklerin gösterişi olur Hoyrat sesiyle çağırdığında aşk Taze(d)lenir umudum
Her güç kendi sahnesinde sinemadır Kahramanlığı kendine ait bir hamleyle İsimlenir
Bizi buluşturan yolların mevsimiyle Aynı nağmeli kuşların şarkısı Birde parlayan gövdesinden aşağı saldığın da ay Şavkıyla beslediği güzellikleri bir bir seçip çıkarır Gecenin gömüsünden
Her sükunetin en evvelinde Yaşanmış bir ölmüşlük hikayesi varken Sevmeyi bu kadar bağırmak Ve kanını dökercesine kelimelerin Şiir mısralarına koymak Helallik ister
Çünkü Göz suyunda ki tuzla pişen Acılı aşla Palazlanıp ruh Büyümüştür içinde durduğu bedeni Eskiterek
Mızıkası da sustuğunda yalnızlığın Bağış zamanlarında tüketilen kelimelere İhtiyaç kalmaz Artık ölmek hikayeli bir nihayetin içinde yürüyerek Hesabı görülmüştür yaftalı Ya bir sonsuz mutluluktur hayat Ya da sonu gelmeyecek olan bir çok kırılganlık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
“Ey Ölümü Tadanlar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
“Ey Ölümü Tadanlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her sükunetin en evvelinde Yaşanmış bir ölmüşlük hikayesi varken Sevmeyi bu kadar bağırmak Ve kanını dökercesine kelimelerin Şiir mısralarına koymak Helallik ister
özenle seçilmiş kelimeler, yazılandan çok daha derin bir anlam, çok güzel bir şiir.
Ölmeden evvel ölmüş olanlar... Ölmeden evvel ölmüş olanlar, müşkül mü çözdüler, müşküle mi düştüler? Ölene bağlı bir şey bu. Fakat ölüm çok önce gelir yerleşirmiş hayallere, umutlara sonra da bedene girermiş. Bu kadar naif bir Şiire, imkansızlık sınırında adeta ruhumuza fısıldayan bu Şiire ne yazılabilir?
Uzun bir sesssizliğin sesi bu,haykırışı,çığırtkanlığı...Söylenemeyen kelimelerin dili....Boğazımda düğümlenen zincirlerin boğazımdaki izi....Siz çok yaşayın....
Her sükunetin en evvelinde Yaşanmış bir ölmüşlük hikayesi varken Sevmeyi bu kadar bağırmak Ve kanını dökercesine kelimelerin Şiir mısralarına koymak Helallik ister
Her suskunluğun öncesinde yaşanırken kayıplar... Bütün suslar gömüye dönüşür toprak altında...
Susmaya yeminliyken hayata yama olarak kalmak...Ah! Bizi acıtan ve kanatan hayatın yaraları mısralara işlenirken hiç durmadan inleyen kelamlar...
Yüreğinize sağlık...Saygılarımla...
MeD tarafından 6/20/2009 11:31:18 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yaşanmış bir ölmüşlük hikayesi varken
Sevmeyi bu kadar bağırmak
Ve kanını dökercesine kelimelerin
Şiir mısralarına koymak
Helallik ister
özenle seçilmiş kelimeler, yazılandan çok daha derin bir anlam, çok güzel bir şiir.