Özlemin Melenkolosi..
Sıska şairliğime yeminler yükledim
Tutarak gökyüzünün en şirin yıldızını Mavisini denizlerin Bir içli inleyiş gibi uzayıp giden kutsal çöllerin Kumları sayısınca.. Kendime bileylendim Yekpare bir duyuş gibi alınyazımla içselleşerek korkusuz bir kalp üzre yüklendim canıma Zamanın tahakkümünü öteleyerek. Anlamın açıklığı kime ne gerek Kinle örülmüş bir köprünün köşe taşı değilim elbet. Kalemler sayısınca kasem olsun Ömürden maksat ne ola gerek ?! Kırmızılığı kokusu hâlâ üzerinde bir gül olmadıktan sonra.. ! Tutmadıktan sonra bir yetimin başını /hem okşamadıkça Bir damla gözyaşına karışıp akmadıkça Henüz daha filiz olan çınarın cansuyu olmadıkça Hangi ezanlar yüreğini kutsar Allah aşkına.. İşte köşede duvarı yıkılmış Sahibini kollarıyla tutar gibi Mermerlerden fışkırmış Ağaçla can –canla ağaç olmuş mezar.. Söyleyin sizi kim kıldı dost.. Allah aşkına. Uzaktan bir melodi gibi gelen İstanbullu çocukların sesleri bölünmez hatıra gibi savuruyor benliğimi yırtılıyor üzerimde gökyüzü süslü galata gibi yalnız ve asil açarak kollarımı iki dağ tutuyorum yanaklarından.. bir tarafım Eminönü gibi tarih bir tarafım kutsal kâsede son dudak izi.. işte özlemin tarafıma düşen melankolisi.. |
İşte köşede duvarı yıkılmış
Sahibini kollarıyla tutar gibi
Mermerlerden fışkırmış
Ağaçla can –canla ağaç olmuş mezar..
Söyleyin sizi kim kıldı dost..
Allah aşkına
tebrik ederim güzel kalemi