İntihar Mektupları / IVIV. ) "Hüznün "Ve" Hali…" - Yelkovan hicap duyarken zamanın gülmemesinden Sevda değil kurşun yağdı cananın gül memesinden…- Vakit tamam, durdu takvim; gidiyorum güne bakıp Gidiyorum bir denizden suskun bir ırmağa akıp. Gidiyorum, hükümsüzüm; gel geri al mirasını Gel, geri al hayalleri; geri al ihtirasını. Gidiyorum iki gözüm, gidiyorum eksilerek Gidiyorum, karanlığın gölgelerini silerek. Sabahsız bir karanlığa sürgün edildim, hoşçakal Ey yâr! Kilitsiz kapına "sürgü"n edildim, hoşçakal. Belki hüznüm, gölgesiyle bir meçhûle sürür beni Belki loş bir meyhanede bir sarhoş öksürür beni. Sürür hüznüm ardı sıra, sürür hüznümü bir nara Sürür ömrüm yarınını isimsiz bir intihara. Bakıp, baktığın her yerin nuruna bir ömür deyip Bakıp, gördüğüm her şeyin varlığına şükreyleyip, Gidiyorum işte canan, söndür bütün ışıkları Gidiyorum, kuytularda avutarak âşıkları. Gidiyorum, gidişimin anlamından çok uzağa Gidiyorum, bir uçurum kenarından; bir tuzağa. Ne çıkar ki kırılmışsa hayallerim bin yerinden Ne çıkar ki vurulmuşsa hülyalarım en derinden? Nasıl olsa biri çıkar, gidişimi dert sayarak Biri çıkar anlayacak, gidişimi kutsayarak. Oysa bilmiyorsun canan, nereye kadar bu gidiş Bilmiyorsun, hangi ana isyanımdır bu terk ediş. Bilmiyorsun sen de hâlâ, bu gidiş tek miracımdır Bu gidiş deva bilmeyen gönlüme tek ilacımdır. Keman hüznü fısıldarken yorgun sevdalar faslında Bilmiyorsun, bilmeyişin mutluluğundur aslında. Ve ben gidiyorum canan, gidiyorum; affet beni Gidiyorum, sol cebime miras bırakıp buseni…/ 11.06.2009 Beylikdüzü |