Bahtım Dinle
BAHTIM DİNLE
İnsan; bir su misali tarih tarih akar ya Necipler bu akışa Sakarya’dan bakar ya Bu ahvâlde değiliz, âhir zamanlardayız Arasat Irmağı’nda mahşeri bir dardayız Nefsin şişkinliğine çare değil istiğfar Çıldırmış cemiyete kılıf değil dört duvar Duvarın yüzünde kir, körpe beden kelepir Masumiyet eşyada, insan neden kelepir? Yalan dünyacı bil ki, yalan dilindeki söz Yalan sensin, çözersen işte bu yalanı çöz Çırağın çekici yok, ustanın örsü bozuk Ahi’ye şed kuşatan Elvani kürsü bozuk Aç yatana tokluktan dönüp bakmıyor toklar Varlıktan utanıyor yok içindeki yoklar Çilingirlik sofrada kemiyetle-keyfiyet Çağın oyuncağı bu: kapkaç copla emniyet Balı zehir, balcığı hormon sardı bu sıra Özürün başı pardon, sünger çekin kusura İşitmesin kulağın caza bağlı üzengi Derin ilim okuyor âma gözün kör rengi Başa bağlanan başlar Başkent’te çözülüyor Nurlu Cemiyet küfrün ipine diziliyor Tarihimi yazacak mürekkebim kurudu Köpek Raci’yle evli Sihirli Annem Dudu Pinokyolarım düştü bugün, güdük burnumdan Büyücüler Şatosu zevk aldı bu durumdan Ne kadar bâtıl varsa üstüme saldı Batı Değerlerimi bir bir elimden aldı Batı Gafletimin sebebi yat-yat, uyu ezberim Zannedildi uyuyan nesillerdedir verim Halbuki su misali ak ve berrak akıp da Aka aka fitnenin girdabından çıkıp da Fatih gibi; karadan yüzen gemilerimle Adı Ni’me’l Ceyş olan yüzbinlerce erimle Konstantin artığına dağımı yığmalıydım Bin yüz yıllık mazimin aslına sığmalıydım |