kehanet
bir sır’rı varmı bunun
camın arkasında gizli görmeye çalıştıkça dalga geçer gibi sadece beni gösterdi bir yüzü varmı bunun yüz’den kasıt inanılası yalan gibi bu sevdanın izdüşümü hala çözülememiş matematik denklemi bir kahr’ı varmı bunun kara boyalı bir ev gibi kasveti üzerine çökmüş dudaklarını aralasa ağlayacak sustukça sanıyorki zaman olsa sıra bir sonrakine sarkacak günahı varmı bunun tanrının canı çok sıkılacak telafisi varmı bir kurtarma yazılısı kalırsak eğer tekrarı sanki hic dokunulmamış ten gibi yalan yanlış inkarı dudaklarım kilitli yazdığım en ucuz yalandır kelimesi kurguladığım bu son deminde ömrümün tutarsızca tutunma çabası bu bir öfke nöbeti kahrolası şarkısı bitsede hala ayakta işte yıkılmıyor inatcı bir nazi subayı vurulsada nefes alıyor darağacından korkuyor gibi hangi genişlikte bir ağaca asılsa insan kırılmaz sanır boynunun ince kemigi neresinden tekrar alsan bu replikleri doğru okur ve haklı çıkar bu sevdanın falcısı... |
GÖKKUŞAGI TADINDA OKUDUM
YASEMİN ÇİÇEKLERİ BIRAKTIM GÜZEL DİZELERİNİZİN ARASINA AK DUVAKLI
UMUTLAR KİRLETİLMEMİŞ SEVDALAR GİBİ BIR DAHA Kİ GELİŞİME KADAR CİCİ BAKIN ONLARA YASEMİNLER ÇABUK SOLARLAR SOLDURMA
SEVGİLER........