T U A L
/İçimdeki sen konuşmak istiyor/
Sözcüklerin kanat takıp uçuşları gibi Fırçam saçılıyor tualimde Her savruluşuna renkleri Damla damla delip geçip Akıyor yüreğime. Ne gecesi belli Ne gündüzü… Kilitlenir gözler sönmeyen ışıkla Fırça işlerken günahını açık açık Sürülürken tuale Oynaşır renkler birbirine değdikçe Geçtikçe renkler birbirine Gözlerin sürmesi yayılır… Bir masala dönüşür kıpırdanışlar Gün geceye Gece güne dönerken Fırlar sarı, kızıl, kahve! Yamar kendini, yayar yaprak yaprak Döker perde perde Eylül’ü tualine... Ne geceyi tanır Ne gündüzü… Eser ardı ardına savruluşlar Kıyam var Ateş var Su var Bir zerre kalmaz dokunulmayan Karışmayan birbirine. Bulanmış, yorgun Bırakırken kendini fırça, Tual sonsuzluğu çeker içine... Bir daha Bir daha okunmak isteyen renklerin mektubudur artık Bir daha Bir daha yaşanmak isteyen mutluluğun resmi... /Zaman inceltirken takvim yapraklarını Ellerim yalnızca seninle tutar... / ezgi ç. |
halbuki tual'de capcanlıyken,, fırça değmemişken..
saygılar kaleme.