EZİLDİM
Kara saçlı, ela gözlü güzelin,
Kaşlarının karasında ezildim. Bir bakışın, bir gülüşün, bir dilin. Gönlümdeki yarasında ezildim. Babam bekler değirmenin çarkını, Anam yapar bahçemizin arkını. Bilemedim aşkla-sevgi farkını, İki kaşın arasında ezildim. Bedenime; toprak değer, taş değer. Bahar bildim, yüreğime kış değer. Yıkılırım, omuzuma tuş değer. Orasında, şurasında ezildim. El ucuyla yar tutarmış elimi. Gelen kırdı, giden kırdı belimi. Dalda koydum açılmadan gülümü. Bir goncanın şırasında ezildim. Dünya döner, çember döner, gün döner. Karanlıktan güneş gider, gün söner. Ölüm gidiş, hayat ise bir hüner. Yazısında, turasında ezildim. Ne yazar ki, senin olsa tüm Kenya, Mevlana’nın diyarıydı bir Konya, Süleyman’a kaldı mı ki bu dünya? Bir zenginin parasında ezildim. |
şarabın el içti
sağlıcakla kalın