(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
metamorfoz şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
metamorfoz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gel gitleri olan,acı veren bir kadını sevmek neden,yürek söz dinlemez belki,lakin imkansız bir sevginin pençesinde azaplar niye?Güzel ve hüzün dolu dizelerdi.Kutlarım kalpten,Puanım 5.
Eyvahlar olsun! Ben yorumsuz kalsam şiiri dönüp dönüp bir daha okusam sonra sizi bide küstahca tebrik etmeyip yüzsüzlük etsem bir daha bir daha desem :))) çok mu ayıp ederim? :)))
nede güzel damlamış kaleminden nağme nağme,gülmüşsün bir zaman ama ağlamayıda bilmişsin sana yakışır....Yüreğinden sevgi yinede eksilmesin,kalemine binlerce saygı....
Adam dik tuttu kalemini Açtı ucunu Ellerini kanatan kırıklarıyla her seferinde. Acısının küllerinde saklıydı Anka Susadıkça dudaklarının tuzunu yaladı...
Vurdu kendini Dağıldıkça kadının yüzünde En çok da gülüşünde patladı, Ve kadın, sildi Silkeledi elinin tersiyle...
Adam Kadının ayak uçlarından Saçının teline uzanıyordu şimdi.
Zikir başlıyordu...
Şiiri dinledi kalem, yazdı yüklenmişliğinden dökülenlerle... Saygılarım ve tebriklerimle...
say bir şair sayıklaması..yankısı;tüm renkleri tutmuş. tekrar ile kaim olan aşk..unutulmaması gerek bir telefon numarası gibi bir şey değildir.sürekli aklıda tutuklu olan ne kadar hürdür.?
ben kaç gece kaç dili bağlı şiire aklımı teslim ettim
- sen yıkamazsın ki beni..
hem de öyle bir yıkar ki,yıkar da üzerine basa basa ezer,geçer...dili bağlı şiirlerde,yüreğimiz O'na bağlıyken,şiirin her bağlanan dilinde,O'nu düşündüğümüzden teslim etmedik mi aklımızı...Yıkar....
ben topla tüfekle değil topuklarıma basa basa kaç yanık kokusunu ezip geçtim
- damağımda çorak topraklar.. aşığın topu da,tüfeği de gitti diye kendimizi kandırdığımız,ama bir türlü bizden gönderemediğimiz yine o sevgili değilmi...ruhumuzun binlerce topuğu olsa,bin topukta bin kez,ezsek te yanık kokuları geçmez üzerimize siner kalır,hala ve her daim yangının ortasındayızdır...yanık kokusu geçmez...
ben seni bu sözlerimle büyüleyeceğim sanatsal bir aşkın dudak uçuklatan sahnesinde ve kural tanımaz bir deliyi oturtacaksın içine
- aklında apselidir tüm gülüşler..
istediğimiz kadar sözler hilesizce,yalansızca ve en yalın haliyle dökülsün dilimizden,büyülenmez,çünkü o duysada duymamaktadır artık...aşkın kuralları,aşığın kuralları yok...aşk zaten bir delilik,aşık zaten bir delidir ve delilik şair yapar adamı...sahnenin dekorları değişmiştir,sanatsal aşk,zehirli acı sahnelerine dönüştürülmüştür,kendi sahnemizin ortasındaki deliyizdir artık...biz yazarız,biz oynarız ve tek alkış tutan seyirci,bizizdir yine deliliğimize...
hey kadın.! beni kendi uçurumuna çekebilir misin.? aşk imparatorluğumun teokratik yanına sığınmışken,,
kendi ellerinle inkar,, kendi gülüşünle varedebilir misin beni yüzünde,,
zaten bir kez çekmiştir uçurumuna,sancımız o an başlamıştır ve şu an uçurumdan düştüğümüz,düşürüldüğümüz yerdeyizdir ve ölmedik,yaralıyız,an be an,can çekişmedeyizdir...hem de yüreğinin ellerinle inkar etmiştir,gülüşünle "var" etmesini beklerken ,O kahkalarıyla "yok" etmiştir bizi...
teksir kağıdında tutulan notlar,, aç ölmeye eşittir okunmayan kitaplar,, beni demli çayın yarısında bırakıp,, bir noktanın mahremiyetine gitmeler,,
- işte senin bu depresif yanını sevdim..
teksir kağıtlarında notlar,okunmayan kiyaplar,seyredilmeyen televizyonlar,sulanmayan çiçekler....hele her bir bardak çayı görüşümüzde,biz depresifizdir artık...çayın deminde yanar,dem renginde kanarız...depresifliğimizle,depresif hallerini daha başka özlemekteyizdir...
hey kadın.! aşkın esiriykende dağılabiliriz.. ama sen beni her zikir sonrası inkar edeceksin..
kadını erkeği yoktur gerçek aşkın...çaresizlik erkek,özlemler kadın olmuştur içimizdeki amansız aşka...bitmez o aşk hiç bitmez...gün be gün,esirizdir,sevgilinin yokluğunda artmaktadır bu kara esaret ve hep dağılmaya mahkumuzdur....gitti artık sevgili gitti,ezerek,geçerek,ardına bakmadan,kendi istediği için gitti..zikir sonrasından çok önce,inkarlarıyla çekti gitti...
gidenlerinden ardından,gelme vakti şimdi...dönüş vakti...kendimize geleceğiz,çıktığımız çok uzak metamorfoz yollarından kendimize özlemle döneceğiz...biz,bizi heycanla kapılarda beklerken....biz kapılarını çalma vakti şimdi...
aynı şey,adını koyamıyorum ama o iletişimi yakaladım yine...kendimi fena halde kaptırdım yine...yorumumu yazdım ve bir kez dönüp okumadım,size gönderirken...sadece okurkende yazarkende acıya acıya yaşadım...iyiside kötüsüde,hüznüde huzuruda birkez yaşanır,ikincisi yada tekrarı yoktur...Aşkta ancak bir kez ve bir tek kimlikte yaşanır..giden sevgilinin kimliğinde...
ben şair değilim,olmakta istemem aslında,yazdıklarım da şiir değil...konuşulan dillerinde,söylenen sözlerinde,hatta söylenmeden duyulanlarında tarifi aynı...aşk=acı...
siteye gireli çok kısa bir süre oldu,etkili yorum seçerek siz bana onur verdiniz...teşekkürlerimle...
metamorfoza uğrayan kimin düşünceleri. bir kadının güvensizliğini yada gel gitlerini yaşarken sevmek,acaba siz mi sevdaya dair düşüncelerinizi değişime uğrattınız.vericiliğinize rağmen nokta kadar küçük sevdalar peşinde koşan kadını sevmek niye.imkansızı sevmek mi yoksa asıl olan .çok sordum galiba.sevmenin esiri iken savrulmak niye.sevgilerimle
kaleme dokunan kalem kibritten daha çok yangın çıkarırmış... içime oturdu yazılanlar... lal oldu dilim ... tebrik etmekten başka kelam edemez dilim.... iyi ki rastlamışım sayfanıza... sevgimle
hey kadın.! aşkın esiriykende dağılabiliriz.. ama sen beni her zikir sonrası inkar edeceksin..
enfes bir şiirdi ve çok kaliteli dizeler.. okudum, okudum bir daha okudum hakkını veren cümlelerde derin anlamlar gizli! yürekten kutlarım kalemize saglık...