Kimsesizliğin aczinde hiçsin
gözlerin neminde buğulanır damlar zaman
yok olan yaşamların çiziklerinden yol olup her darbenin kirinde kana bulanan ellerinin ayalarında nasıra dönüşünü seyrederken katılırsın yalnızlığın senfonisine kahkahalarla kör vuruşlarda kırılan sevgiler savrulurken üç kuruşa peşkeş çekilen haysiyetin çirkefinde bir lokma aşa dönen taşları okşarken batarsın ağır ağır ölüm kokan timsah gözyaşlarında bir hiçsindir artık titrerken kimsesizliğin aczinde kandilinde yağın bitişini kıskanan geceye mor salkımlı sokak aralarında kıvrılan bebelerin hırlayan soluklarına minik elleriyle tutunup da bir tutam yaşamın masmavi alevinde yanışını dinlersin açlığın türküsünde inceden bir sızı içinde hele bir kırmızı karanfil dökerken yapraklarını ılgıt ılgıt esen rüzgarın kollarında olur dil lal ve sen parantez içinde diri diri gömülürken köpüren kanının alevinde üşür ölüm mersaus 20/04/200..sen hiç öldünmü ki |