İSTANBUL'U SEVMEK GİBİ SEVDİM SENİ BEN..."İstanbul’u sevmek gibi sevdim seni ben İstanbul’a hasret gibi sensiz yaşadım..."demişim demez olaydım kendi beyitimde tutsak kaldım neydin kaderimde var mıydı adın hangi merhalesindeydin alın yazımın geç mi buldum ya henüz erken miydi aşkın anlamadım bir dolu hüzün bir sürü dilemmâ bir zehir akıttın damarlarıma ki panzehiri yoktu bu sevdânın ah can ah canım sevdâlım imtihanım ben mi seni sen mi beni sınıfta bıraktın geçeri yok muydu sevdânın kaçarı yok muydu alışmaların niye İstanbul’u sevmek gibi sevdim seni ben niye İstanbul’a hasret gibi sensiz yaşadım ben neylerim şimdi ne yaparım bırak gitsin dediğim hırsızım çağır gelsin dediğim fermânım katlim elinde sultânım öl desen ölür yan desen yanardım sev dedin sevdim anlamadın kopup gitmek miydi muradın zifiri karanlığım hani hüznünde yıkardın yüzünü her şafak söktüğünde sabah ezanlarının o ezanlarda halâ senin duâlarım ah can ah canım sevdâlım bu Şehr-i İstanbul gibi karışığım ne vazgeçebildiğim ne yaşadığım mümkünü yok artık unutmanın İstanbul’u sevmek gibi sevdim seni ben İstanbul’a hasret gibi sensiz yaşadım... CEYDA GÖRK |
istanbul kadar sevmişse şair
çok sevmiştir
çok
sığar mı yüreğe bu büyüklük
Sevgimle dost