Ve SEN...
Adım atmak istemediğim tek yer burasıydı ..
Ama .. İkiyüzlülüğün atölyesinde, kalıba dökülen demir maskeler ile... kırılası kalemlerle yazılan ve sus/tuğum maskeli kelimelerinin, Bir çırpıda çıkarınca yüzünden, hiç tanımadığım bir siluetin, suretinme yalanlarla gülümsediğini görünce... Karanlığın renkleri ve renk alacasının körlediği bir yürek suskunluğu ile, Silkiniyorum artık suskunluğumdan .. Üstelik onlarla birlikte kanatlanarak. Çünkü, şiirlerimdeki Kalıcıyım ben, gidici ise Sen... Tüketilen ve tükenen ben değil, sadece senin olan zaman .. Keşke ezberimi bozmasaydın. Keşke sözcüklerim dertlerinden azat edebilse seni. Ama olmuyor .. Azat edilecek tarafların çoktan yok olmuştu gözlerindeki depremde. O dolunayda, yıldız, yıldız gülümseyen, uzun kızıl geceleri .. deniz kenarındaki meşakkatsiz, sınırsız, ve nihayetsiz sevişmelerimizi özlemişken .. Zamana sığındığın acun ve telaşlı sözcüklerin, sessizliğin ve karanlığın ülkesinde battı çoktan. Ve Sen .... İnsafsız, duraksız ve fasılasız sığındın zamana, ardında binlerce yitik düş ve kırık hayaller bıraktın... Oysa senin halin değildi, benimkiydi değişen, sen hep aynıydın .. Sığıntılarından zevk alan, aşkı dibine kadar yaşadığını zanneden... ve acı törpülemeyi ihmal etmeden zamana kaçandın. Söylesene, sen neden en mutlu anımda ışıktan hızlı... ama en acı halimde kaplumbağa dan daha yavaşsın. Hadi söyle bana, sen kimsin ? Hani .. İnsanın gücü yetmez, sözü geçmez ya kendine. Ondandır yaprakların dökülmesini hüzünlü bir gülümsemeyle seyretmem. İstanbul’da yaşarken, bir başka İstanbul’u içime çekmem. Ve her nehire karışıp gitmeyi.. ve hangisine karışsam tersine akanı gözüme kestirmem .. İşte, can sabrıma sığmadığından, unutmayı denemek, hakim, sakin ve mutedil olmaktır bir hiç için .. Acaba aradığım hercai aşk sen değilmiydin .. Biliyor musun, aslında hiçbir önemi yok, sana kaç kez yenildiğimin .. yenilgilerden sonra ayağa kalkabilmişken .. Ki olgunluk diyorlar adına .. Peki ya şimdi sonbaharı özlemek neden ? Acı rolü oynanan bir sahnede hazzın raksetmesi neden ? Aşkın içinde, sevgi ve nefretin, acımasız çekişmesi neden ? Ya da hayatın içinde aşkla, aşkın kavgası neden ? Aldatıcı kasvet tufanında, insan ağrılarda incelir ya, Bir an önce bitmesini istediğim, ama hiç bitmesin diye dualar ettiğim, an’larımın hepsini bu kaleye gizleyip .. Kadehte şarap .. közde kestane .. teypte rebet .. evde Aşk varken .. Belki de hiç olmadığım kadar, kadeh kaldırdım onlara ve Varım dedim !! Körler düş görür mü sence / hayır, asıl düşlerini yitirenler kördür bence. Ben artık hem örs hem çekicim .. Gökkuşağı, Yegane gerçek şu, .. umutsuzluk her yanı kuşattığında umudun vakti gelmiş demektir... Hoş/kal |
gönülden kutluyorum..