DÜŞLERİN GRAMERİNDE
düşlerinde görüntüler vardır
kentlerine düşen yıldızlardan da ağır ben suskunum dersin yüzüne sıçrayan tanımların ötesinde çiğdir gramerler patlamış balonları yoktur boşluğun yalandır dersin örselenmiş ruhunun gamlı gözlerine ama düşmek modern duvarlardan düşmek yitip gitmek sözün sonsuz kaldırımlarında sana yakışmaz ki sen yine ateşin son kıvılcımı bensiz koyu ve dipsiz bir şarabın son dokunuşlarında kendin uyumuş bir kum tanesi gibi kendin düşlerinde notalar vardır gecenin gardrobu olur uluorta törenler kimi zaman bir makine gibi sıkılmadan dağılmadan titrersin ben yokum dersin yönlerin ayin salonlarında bin parça kırık hüzün ve yapayalnız tıbbi bir cennetin kollarında aynen yüzün gibi aynen yüzün olsun ne farkeder son tango da olsa zaman aşılmış olsa da adını yazdığın medcezirleri yıldızların nehirleri vardır sırlarını gömdüğün yalnızlıkların olsun ne farkeder ortaya çıkmasın boğulsun gizli kalsın düşlerin düşlerinde yorgunluk vardır oysa bilirsin yüzü de yoktur karanlığın ben yokum dersin metal bir sahnede etik bir cehennem kendine yalnızca kendine dönersin |