kırlangıç hüznü
Kırlangıç Hüznü
şehri ıslatıyor yağmur, gece kavuşmadan kuşlarda bir yağmur telaşı saçak altlarına koşmaktalar siren seslerini duyan çocukların sığınıklarına koşması misali şimdi anlıyorum yalnızların ıslanmayı neden sevdiğini sanki birazdan kapı çalacak kapının ardındaki kişi ‘’ölüm’’ seslenecek uzaklardan gelen bir misafir yorgunluğunda ‘’merhaba’’ buyur edeceğim kapının acı gıcırtısında tahta masanın üzerine gazete kağıdını serip akşam yemeğimize başlayacağız biraz peynir,birkaç zeytin,bir kara fırın ekmeği ile bir ilan çarpacak gözümüze ‘’sahibinden satılık kiraz ağacında kırlangıç yuvası’’ o an anlayacağım misafirimin değerini yalnızların ıslanmayı neden sevdiğini anladığım gibi ve up uzun susacağız suskunluğumuzu bozacak evini bir esmer çocuk gülümsemesine satan kırlangıç ağlamaklı gözleri ile sen geleceksin aklıma bir yangın büyüyecek kendine kanayacak esmer çocuklar kırlangıç hüznü yayılacak odamıza II bilirim kuşların yağmur telaşlarını aç çocukların ekmeğe dokunuşları kadar sıcaktır yağmurlar altında yalnızlığına bir sigara yakan insanları sükuttur ölümün konukluğu gül kuruttuğun gecelerde mezarların üzerine çiçekler veren anneler kadar yaslı ve derindir gelmeyim aklına kırlangıçları düşlerinden vurdular esmer çocukların gülümsemelerini uykularında çaldılar akşam çiçekleri gibi acılarımı emanet ediyorum gün batımlarına sen bilmez misin bir mezarda iki kişilik yer yoktur ne çalıp durursun kabrimin kapsını |
Şiirin esas özeti bu olmalı bana göre. Çünkü çocuklar kırlangıç gibidirler. Nasıl düşünmeden uzatılıyorsa kirli eller kırlangıçlara. Çocuklara da uzatılıyor kirlenmiş eller. Düşlerini çeviriveriyorlar kendini büyük sanan beyinsizler ve bir el darbesi ile indiriveriyorlar daldan aşağı yok ediveriyorlar geleceklerini bedenleri gibi.
Hangimiz düşünüyoruz çocuk gelecektir diye. Hangimiz kırlangıçların sesinde arıyoruz ki çocuk sesini ve hangimiz bir mezara beş beden değil ama yüzlerce duyguyu ve sevgiyi gömerken acıma hissi duyuyoruz.
Hiç birimiz. Öldürdüğümüz ve üstlerine bir kürek toprak attığımız geleceğimizin üstüne yine gülden demetler bırakmak için çabalıyoruz. Oysa gülü dalından kopardığımızda öleceğini de biliriz.
Bu şiirin bende bıraktığı duyguları sayfalar dolusu yazabilirim ama çok fazla gerek olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü siz söylenmesi gerekeni açıkça söylemişsiniz.
Günün şiir olmayı çok az şiir hakediyor ve sizin şiriniz de hak eden şirlerden bir tanesi. Hakettiği yeri almış olmasından dolayı mutlu oldum.
Kutluyorum tüm kalbimle kalmeinizi ve saygılar yüreğinize