Geceden Sabaha
Yükseklikten korkmayan ay
sağarken sütünü bembeyaz ve soğuk pencerelerimden bir anlam kazanıyor karanlık duvarlar, kişilik sahibi oluyor oralarına buralarına sıçrayan gölgelerle. Ay, ışığıyla emziriyor ne varsa odamda masa, kitap, sandalye ve ben ve diğerleri karışıyoruz duvarlarda birbirimize hepsi birer anlam kazanıyor; ben, hiçbir yere varmayan cümle oluyorum. Ay, ışığıyla emziriyorken ne varsa bulduğu büyüdükçe büyüyor gölgeler sütten kesilmiş yaşlı bir çocuğum anlamsızlık süt bıyığı halinde bırakıyor kendini gölgem yitiriyor tüm kişiliğini sanırım bu bir idam bu darağacı ne zamandan beri odamda, hatırlayamıyorum. Ağzı süt kokan ceset güneşle beraber siliniyor usulca. |