Uçurum Düşleri
duyulmamış imgelere saklıydı umutlar
varlık yokluk arasındaki düşler uzaktı yakınlığımız kadar ses nefes yetiyordu anlamak için ne gözlerimiz şahit olmuştu ne de mimiklerimiz ele vermişti bizi gerçeğin ta kendisiydi dizelerindeki keder sözcük konvoyların çelişirken düğümler atıyordun aklıma girdabına akıyordu düşlerim uçurumlarda geziniyordu ruhlarımız eğretiydi sesinin tınısındaki gülümseme geçmişin çarmıhında ağlaşıyordu hislerin kırgınlığın zamanının tükenmesineydi bu yüzden alıngandın oyun bozan çocuk kadar dağılıyordun boşluklarda sıkılgandın önce kendini inandırmalıydın yanıtlarına saklı düşlerimizde yer yoktu bencilliğe kurban edilirken ruhun sonsuzluğa bedelini ödetecekti elbet gölgesiz bedenlere içimdeki uçurumları çıkarıp atma sırası bende ve arınma sırası bulutların arasında kalın bir çizik atarak gizemli imgelere gerçeğime dönüyorum dağ başında Hülya Ekmekçi |
saygılarımla