HİÇ GİTMEDİĞİM BİR ŞEHİR GİBİuzakta olmanın bir anlamı olmalıydı keskin hatlarıyla köşeleriyle somut bir kütle olmalıydı bu gerçek sadece ismini bildiğim hiç gitmediğim bir şehir gibi kalmalıydın aklımda ceremesini çektiğim tozunu yuttuğum hengâmesinde savrulduğum yaşamaya çalıştığım bu şehir gibi olmamalıydın hayatımda soyutluğun korumalıydı kendini uzağımda kalmalıydın ben çağırmamıştım seni kapıyı her çaldığında tırnaklarımı kemirerek kulaklarımı tıkayarak kaçtım hayatımın arka odalarına haksızlık bu ne var ki bilirim kimse eline su dökemez suskun inkârların şadırvanında yine çok uzaklardasın ama her nedense bir büyücü gibi her an yanıbaşımdasın ve her gece başucumda neden neden böyledir bu aklımla zorum mu var ya da gerçekten uçurdum da fikir uçurtmasını elimden farkında değil miyim halâ yüreğimde çelik kasatura bileğimde paslı pranga ve neden yirmiiki ayar halka gibisin yüzük parmağımda elimi uzatsam dokunurdum aslında seslensen duyardım gecikmiş bir rüzgâr gibi gezindin yıllarca siyah eteklerimin kıvrımlarında hak etmedin hiç hak etmedin bu sevdâyı sen ve affetmedim kendimi ben sadece ismini bildiğim hiç gitmediğim bir şehir gibi kalmalıydın aklımın bir kenarında... ceyda görk 23mayıs2009____18.10 |
emeğinize yüreğinize sağlık sağlıcakla kalın