ULAN KAZIM!
Ulan Kazım!
Sen ve ben, İki asker arkadaşı, Kıbrısta, eski bir Rum lokantasında, Senin önünde soğuk bira, Benim önümde sıcak hasret, Sen bana kadınlardan bahset... Güzel çocuk, Kırmışlar kalbini çok, Benden bir cevap beklerdin, Bense gözleri görmeyen, Kırılmaktan korkup kavgaya girmeyendim, Nefret edecek kadar sevmememiştim ki Kimseyi... Ulan Kazım ’insanları tanımıyorsun’ derdin. Gözün kararır, Karşındakinin kaç kişi olduğuna bakmadan, Kavgaya dalardın lodoslamadan. Delirir ağız dolusu küfrederdin, Haklıydın belki, Askerden benimlemi çıkmak istiyorsun? derdim. Senden önce çıktım ama, O günü, kavgalarını, aşklarını unutmadım. Bana daha anlatacakların vardı biliyorum, Uzun zaman oldu aramadım. Unuttum mu zannettin? Yok ulan, insan unuturmu kardeşini? İlahi Kazım! |