SON KALE...
...Ve anlayacaksın onun ben olduğumu,
Konuştuklarımız, güldürebilmem seni, Bahsettiğim şeyler; Farklıydı bilirsin... Ama ben buradayken, yanındayken, Zor bebeğim, zor. Her ne zaman giderim, Uyanırsın bir sabah, Bulamazsın seni benim gibi dinleyeni, İşte o gün ayna dağılır, Tuzla buz olur, paramparça... Bir kız çocuğu ağlar usul usul, Okşayan olmaz başını, Bebeğim... Zorlayacaklar seni, Anlamayacaklar, Ne masal anlatacaklar, Ne de alnından öpecekler, Yağmurlarda yürümüşsün, Bir kediyi almışsın kucağına, Bir çocuğu öpmüşsün, Onlara ne? Onlar şu koruluk gibi; Karanlık, korkutucu... Oysa ben; O ihtiyar adamım çocuklara düşlerini dağıtan... Ama sana gelince; Bir ordunun karşısına çıkmış tek bir askerim, Mızrağımı saplamış yanıma beklemekteyim. Ölüm göstersin çürümüş yüzünü, Varsın öpsün dudaklarımdan eksik dişleriyle, Umurumda değil, Nasıl olsa savunacağım son kale sensin, Bebeğim... |
Sevgimle