nefRetİMsin Artık EyLUl...karşı pencereleri yalayan eylul kokulu gün batımlarında sanki yanar yüreğim kızılca kadınlığıma vurur acılarım vakitli vakitsiz kanamalarım sonrası işte. eylul sonrası... ruh yarım henüzken bulunmuş izin, ağzında yanık bir ıslık türküler eşliğinde halay başlarında salladığın pulludan yansıyan keyf saplandıkça bağrıma deli gönlüm bekler bekler eylul yokluk ve sonu... içsem şöyle ’yanlış anlama seni’! dudaklarımdan dudaklarına küstah yanlızlığa ve kıskançlığa inat; savurup öylece işte ; eylulce... kapatıp yüreğinin mayıs kapılarını ne rüyalarla açılan buz mavisi göklere açılan ve sadece ikimizin gecebildiği o dar kapıları avuntularla bırakıp bana gidiyormusun eylulce.... tozlandırıp sararan yaprakları esip savuruyorsun titretip yüreğimi acılarla fırlat eylul’ün şehvetiyle... bekledim yıldız tepesınde yazdım hasreti okudum kırık notalarda dört yanı kuşatılmış çaresiz hüsranı... tutunup kızıl guruplara parlayan lamelerle yazdım adını inleye inleye. sor istersen rüzgarın nefesine... yetmedi ; nereye tutunsa parmaklarım tek tek çözüldüler iliklerden cesaretsiz nice umutlarım.... oysaki ; kervanlarını soluklandırdığın saraylarım hazırdı ömrünce konaklamana... sarıp başımı eylul’e mayıs’ın harıyla sensizlik düşerse yüreğime karışır birbirine iniltilerim toprakla... sorarlar seni bana.... nasıl derim yeni aşk buldu kendine diye...? yolu yokmu bu eylul’un.... delikızım....mayısonyediikibinbeş |