MAHŞER
Belki kalem yazar diyerek beklese idi Namık,
Ne kalem yazardı ne Namık olurdu Namık. Ve gemiler vardı limanda bekleyen, Gemiler vardı, birlikte uluyan, Ve gemilere kemik atan denizciler, Kucak açtı denizler, birlikte denize gömüldüler. Güneşi kırbaçlayan gecenin nedir bu acelesi, Zannetmesin gizlenir köpeklerin zerresi, Yakışır bu sinsilik sanma şaştım haline, İtten şebek doğarmı, benzemiş dedesine. Makber yarılır kalsada tek Kefen doğurur bu toprak ey soysuz köpek Arşa secde serilir şehitler tek tek Namazı eda eder be hey zalim köpek Sonra yarılır arş sesleri duyulur Allah Allah diyerek ne nizamlar kurulur Saf saf olur bölükler şehitler mertebesi Bir ölenler bin doğar Rabbimin mucizesi Evladı Vatan tarihe bak Ne soylar tükendi bak soyuna bak İt doğurur oncası bir batında fark olur Salar onca köpeği el başına dert olur İşte budur tarifi yaşayan soysuzların Tarihi bilmek gerek, sırrı nedir Oğuzların. Serdar TUNÇLUER Kaynak |
içten haykırışlarınıza katılmamak elde değil..bu ülkede geçmişte de günümüzde de dekor ve şahışlar değişse de oyunun özü hep aynı..uyuyan yürekleri uyandırma ülküsü de; vatanına, memleketine, insanına,
bayrağına, diline, dinine ve tarihine bağlı insanların çırpınışlarıdır, haykırışlarıdır emperyalist oyunlara..
insanların gözlerinde ki perdeyi kaldırma çabalarıdır şiirinizin anlattığı gibi..
bu şiirinizle geçmişi bugüne getirmişsiniz..Allah'ın izniyle gelecekte, duyarlı yürekler sayesinde aydınlık olacaktır.bu bizim tarihimize ve atalarımıza kutsal borcumuzdur..bu bir bayrak yarışıdır ne kadar çelme takılsada yere düşmeden dik durma,öze dönme yarışıdır...
yürekten kutlarım duyarlı kaleminizi..
çok anlamlı bir çalışma okudum sayfanızdan..
kaleminiz daim olsun..
saygımla,,