YABANCI EL
İnanmazlar, anlatsam şu öykümü.
Yarı gece, bir el böler uykumu Boğmak ister! Azam bana soyka mı? Ne post söyler, ne de yatak kır kaban, Dolanıyor, vücudumda bir yaban! Mazi oldu, ben de sıhhat afiyet. Maraz buldum, kök salıyor zafiyet. Kâr etmedi, doktor ilaç keyfiyet! Ne aft çıkar, ne de çapak ur çıban, Dolanıyor vücudumda bir yaban! Baş kıyamet, talan etmiş dağımı. Koparmışlar, dirlik birlik bağımı, Düşman beller! Bilmez solum, sağımı. Ne dost tanır, ne de yapık er yâran, Dolanıyor vücudumda bir yaban! Zifir taşır, çürük kokan nefesi, Kırmak ister, can doğuran kafesi, Benim değil, sanki elin efesi, Ne taht bilir, ne de göbek zir taban, Dolanıyor vücudumda bir yaban! Kaçınılmaz, ihanete sirayet! Fersah fersah, çekiliyor dirayet! Yok oluyor, öz yurdumda variyet! Ne çit korur, ne de köpek bir çoban, Dolanıyor vücudumda bir yaban! Dert değil mi? Kemiriyor düşümü! Talan edip, dağıtıyor işimi, İçim rahat, nasıl yerim aşımı! Ne çift kalır, ne de çubuk kör saban, Dolanıyor vücudumda bir yaban! Kangren olsa, kökten keser atardım! Gözüm bilsem, para pulsuz satardım! Derdim yok der, hiç kaygısız yatardım! Ne kut solar, ne de bebek gür fidan, Erdemoğlu dolanıyor bir yaban! 30.06.2006 10:05 03.07.2006 09:58 / AYDIN Yabancı El ________________________________________ “Düşünün ki sağ elinizle sol eliniz birbirinden farklı hareket ediyor, kolunuzu indirmek istiyorsunuz ama o isteminiz dışında sizi boğmaya çalışıyor; ya da bir elinizle gömleğinizin düğmelerini iliklemeye çalışıyorsunuz ama öteki eliniz beyninizin bu komutuna uymadığı gibi, sizin iliklediklerinizi de çözüyor. Böyle bir durumda ne düşünürdünüz? Elinizin yabancı birisi tarafından kontrol edildiğini mi? işte bilim insanları, insanın bir elinin yabancı bir gücün kontrolündeymiş gibi vücudun geri kalanından bağımsız hareket etmesine "alien hand syndrome" yani yabancı el sendromu adını veriyorlar. Beynin vücudumuzu kontrol eden işlevleri sağ ve sol loblara bölünmüş durumda. Her iki yarıkürede farklı görevlerin yapılması için kontrol merkezleri bulunuyor. Her iki bölüm birbiriyle bağlantılı olduğu için, bu özellikler bir yardımlaşma içinde birbirini bütünlüyor. Bu iki bölümü bir araya getiren ve karşılıklı iletişimde olmasını sağlayan bölümeyse corpus collosum adı veriliyor. Aradaki bağlantı zayıflayınca, bozulunca, farklı özelliklerde birbirinden kopuyor. İnsan bir eliyle tuttuğu şeyin yuvarlak mı, köşeli mi olduğunu anlamıyor. Daha ileri hallerde, ellerden biri tamamen kontrolden çıkıyor. İradeyle hükmedilemez hale geliyor. Beyninin iki yarımküresini bağlayan corpus callosum, bazen başka hastalıkların önüne geçmek için kesilmek zorunda kalıyor. Bu bölüm kesildiği veya herhangi bir zarar gördüğü zaman iki yarımküre birbiriyle koordinasyonu kaybediyor. Bu durumda en sık görülen şey iki yarımkürenin birbirinin diğerine üstünlük sağlaması. Öteki beyin lobu "yönetilen" olmayı kabul ediyor. Ancak bazı durumlarda, bir tarafın bu durumu kabul etmediği ve adeta kendi bağımsızlığını ilan ettiğini görmek mümkün. Yabancı el diye adlandırılan bu el, hastanın kontrolü dışında başlamıştır artık. Ağza yemek götüren diğer eli tutmaya, Diğer elle kapıyı açmaya çalışırken sizi engellemeye, bir yerlere sizin isteğiniz dışında tutunmaya, araba sürerken arabayı yoldan çıkarmaya hatta gece uyurken sizi öldürmeye kalkabiliyor. Bu hastalık üzerine bilinen ilk araştırmalar yaklaşık yüz yıl önce başlamıştı. 1908 yılında Almanya’da bir kadın, gece uyurken sol eli tarafından boğulmaya çalışıldığını söyleyerek Nörolog Kurt Goldstein’a başvurdu. Kadın elin kendisini öldürmeye çalıştığını ve şeytanlar tarafından yönetildiğini düşünüyordu. 1950 yıllarında ayrı konular üzerinde çalışan iki bilim adamı bir araya getirildi. Bu tarihi buluşma yabancı el sırrının bir ölçüde çözülmesi oldu. Bundan 50 yıl kadar önce sadece beynin iki yarısını bir arada tutmaya yaradığı düşünülen "Corpus Callosum" üzerinde yaptığı çalışmalarla Roger Spray bu bölgenin beynini iki yarım küresi arasındaki bağlantıyı sağladığını kanıtladı. Bu çalışmaları dikkatle izleyen Sinir Bilimci Joe Baughan için sara hastalarını tedavi etmek konusunda Spray’in kedi ve maymunlarda yaptığı Corpus Callossum’u keserek beynin haberleşme sistemini devre dışı bırakmak işlemi bir ipucu niteliğinde idi. Sara tedavisinde de aynı yöntem uygulandı. Görünüşte yöntem başarılı olmuştu. Hastalarda sara belirtileri artık görülmüyordu fakat sonradan anlaşıldı ki hastaların beyin ve vücutlarının bir tarafı algılamayı yaparken diğer taraf bu durumdan tamamen bihaberdi. Yani beyinlerin iki tarafı çapraz taraftaki organlarla haberleşemiyordu. Hatta bazı hastaların sol elleri bireyden bağımsız, sanki kendi iradeleri varmış gibi davranıyordu....” Şimdi durup düşünelim, bu size neyi hatırlatıyor? … |
kutlarım...
sağlıcakla kal.