Bir de Ağıt...
16.
35 gençsin delifişek gözlerin bir çift kara tüfek 36 yine kabzasında büyümesin silahın minik ellerin ürkek 37 umudun dağlarca yapraklarca umudun halklarca... fakat 30 fünye fitil ateş... Sena dur ama durma!... / dersen... gövdesinin dört katı ağır bombayla patlayan güzeli unut!... Sena’yı unut!... bir de ağıt yakma lütfen oturup! 36 katmer güllerin açtığı dağlar-da işkencede... ölümde... değil gülüm aşk ve umut!... 42 ölümlerin ve hapishanelerin rağmına 31 eteği kuşatma tepesi karlı dağlarda dağlarda değil gülüm aşk ve umut!... dura sıkışa barut vurula kırıla çocuk ağrı içinde umut çiçek gibi gülüm nasıl büyür bu çocuk ve nasıl verebilirim ki; muştusunu sana... sen, öyle kafayla yaşarken fünyeli, fitilli, ateşli... 63 silahları susmuş bir dünya’nın? nasıl? nasıl? nasıl? nasıl diyebilirim ki; birbirini yerken insanlar kurşunlu kurşunsuz yağlı yağsız 63 aç doydu güneşe sarındı çıplak davetli davetsiz cenaze marşı çalınırken adım başında kefenli kefensiz toprak dururken yanı başında unut, silahsız dünyayı unut!... bir de ağıt yakma lütfen!... eteği kuşatma, tepesi karlıca usulünce oturup yangının tam ortasında dağlarca, yapraklarca, halklarca... Mayıs 1996 Bu şiirde bulunan numaralı mısralar Nevzat Çelik’e aittir. Kaynakça: Nevzat Çelik, MÜEBBET TÜRKÜSÜ Alan Yayıncılık, Mayıs 1987 - Erdoğan Bakar - |
savaşta barış mı var
kim kime gebe kim kimi doğuracak
birileri ölmeden barışamaz mı insanlar
oysa
biraz insan olmalı
biraz çocuk
bazen deniz
arasıra gökyüzü
kimi zaman güneş olmalı
sürekli çoğaltmak için sevgileri paylaşmalı........... yüreğinizi kutluyorum yarama dokundunuz...Sabiha