Pierre Loti Kahvesi
çoktan az,azdan biraz çoktu, yaşamışlığım.
bir deli volkandı gençliğim, zamanın denizinde kürek çekiyordum aşka, yalancı yakamozlar gibi sahte ışıklarında sevdanın, Dante olgunluğunda düşünceler besliyordum, hayat ve ötesine dair... ilk kez anlıyordum babamı, toprağa bakan gözlerimin, yaşlılığımın ilk belirtisi olduğunu. inci taneleri gibi savrulmuşlar Haliç’in sularına takalar, Pierre Loti’nin bağrına saklanmış mezar taşlarına inat, asılıyorlardı hayatın küreklerine,geçici limanlarına doğru... köpüğü esilmiş orta şekerli Türk usulü kahvemin yudumunda, siyah-beyaz anıların durgunluğunda, yaşlı bir kadın olgunluğunda, esir kaldı bakışlarım/derin... ebedi uykusundaydı Fevzi Çakmak, ziyaretimden habersiz,Altın boynuzun sırtlarında. İlk kez anlıyordum babamı, toprağa bakan gözlerimin yaşlılığımın ilk belirtisi olduğunu. var olmakla,yok olmak arasında bir med cezir yaşıyordum. dudağımda beliren buruk bir tebessümdü cevabı, saatlerce anlamını bulduramadığım soruların. ilk kez anlıyordum babamı, toprağa bakan gözlerimin yaşlılığımın ilk belirtisi olduğunu. AySy |