Ah Mülayim
Fena yakmış abayı,
Bizim garip Mülayim İşten eve dönerken, Görmemiş arabayı Sanki yiyecek gibi, Çekerken sigarayı Bir kamyon kasasına Vurup yarmış kafayı Ah garibim; Ne işin var senin , Çetrefilli işlerle Yedin yarım aklını, Olmayacak düşlerle Kederlere bürünüp, Kasavetle bezendin Neyine gerek senin, Mecnun’a mı özendin? Ah Mülayim; Nedir böyle bu halin? İyi değil ahvalin Saçı başı ağarttın, Neron, Roma’yı, Sen kendini yaktın Dünyanın bütün yükü, Sanki omuzlarında, Üflese dağ yanacak, Narında, efkârında Yemiş feleğin sillesini, Hayatın baharında Düşmüş kara sevdaya, Her gülüşe aldanmış, Hayat onu es geçmiş, Hayat sürdüm, sanarken Dumanı göğe çıkar, İçin, için yanarken Ah Mülayim; Ne de deli adamdın, Adının inadına Hiçbir şeyden yılmazdın, Çakmak gibi gözlerin, Şimdi masum bakıyor, Bu sevda seni, Halin beni yakıyor Ah Mülayim; Sen bana inanmadın Şimdi yandın, Aldandın! Hayat seni anlamaz, Sende zaten hayatı, Hep yanlış anladın Şimdi; Dillerde maskarasın, İflah olmaz yarasın Yoluna baş koyduğun, Sanmam seni arasın Bekleyedur şimdi, Ömür boyu visali Ara sıra gördüğün, Çölde serap misali |
HEPİMİZDE O MÜLAYİMLİKTEN BİRAZ ESER OLSA GEREK
BAZEN ROMAYI
BAZEN GEMİLERİ YAKIVERİYORUZ
TEBRİKLER
SELAMLAR