1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
845
Okunma
’Can’ diyen o dillerin var ya;
bilsen, zamanı nasıl durdurur
Bahara göçen kuşlara inat;
ansızın öldürür, daha bulmadan eşimi
Kan kusar felek belki bana;
yani, ’sırat’ yüzüme fenâ bakar,
Salmadan yüreğimi sılaya,
gurbette bitirir işimi.
Bir gözün, şafakla gelen sevdaya takılır,
Diğeri de, kuşluk vakti ya; dipsiz kuşkulara çakılır,
Bir yandan sanki penceresini açar felek, ardına kadar,
Öte yandan, öyle bir sıkar ki cenderesini ayağından;
Şu hayatından çok şey alıp götürür,
Daha ’neler oluyor!’ demeye kalmadan,
Cümle âlem çarkına tükürür.
Bir zaman, sakata biner kurulu düzen,
Elin ayağına dolaşır birden, tökezlersin
Ne dediğini bilmez aylağın teki,
Akl-ı evvele ramak, neredeyse deli,
Dikiz aynasına nispet, tersine gidersin,
Her lâfına kulp takılır, alayı da güler sana,
Şamar oğlanına dönersin.
Yani, ahval-i şerait mor’a çalar bazan;
Yüreğin doğru atmaz, düşlerin idâm edilir,
Ya gözlerin şaşı kalır; sendelersin,
Ya da çıkar yolu yoktur bu işin;
Nutkun tutulur ya, dilin dönmez;
Ne yaparsan yap; şer getirir.
26.04.2009