Canım İstanbul -2-"... Batı? Neymiş Batı? Anamalın, sömürgeci saltanatı." * -Ceyhun Atuf Kansu - * * Ceyhun Atuf Kansu’ya * 13. Gün gelir, günler gelir… Noktasız, virgülsüz, ödünç, vizeli Vergili, vergisiz ekonomi politikalı Yedi tepeli, üç noktalı canım İstanbul!... Sıkılmış, suyu çıkarılmış Mutlu, mutsuz hepimiz biliriz ki; Kronikleşmiş geçim derdi, enflasyon Para basmayla, vade uzatmayla düzelmez. Demokratik denetimsiz, ilkesiz, üretimsiz Sorusuz, ünlemsiz canım İstanbul!... Gün gelir, günler gelir Batı’dan. Cankurtaran imdat gelmez, dost gelmez. Tadımlık, yağlı, yağsız, eski, yeni teknoloji Faizli para gelir, yol gelir gönüllü, gönülsüz… Ya gidilir, ya gidilmez canım İstanbul!... Gün gelir, günler gelir Batı’dan. İntiharı şekerleme kuleler, tohumluk “Eisberg” gelir. Kendini beğenmiş, tozlu, tozsuz akıl, fikir, iş gelir. Ya sevilir, ya sevilmez canım İstanbul!... Gün gelir, günler gelir Batı’dan. Gübre, mısır, yem gelir. Buğday, pancar, yağ gelir. Muhabbet ederek deli dana et gelir. Dans ederek dans ederek… Ya yenilir, ya yenilmez canım İstanbul!... Gün gelir, günler gelir… Yüce Krallar Meclisi sınırsız, sorumsuz. Sadece zulüm, terör, savaş ve yolsuzluk üretir. Her an devamlı yükselen Haksız kazanç bölüşür sonsuz, süresiz… Ya yutulur, ya yutulmaz canım İstanbul!... Gün gelir, günler gelir… Gönülden birbirine bağlı Çok Zengin Kullar Meclisi Usul uzman yok tartışır Yoklar gibi çoğunluk üryan. Nidalı nidasız yokluk, Yoksulluk çağırır utanmadan!... Gün gelir, günler gelir halk kuyruklarda Sessiz, sakin, mutsuz, perişan… Ölümü, ölüler ülkesini cennet düşünür. Cebri cömert bedel, zamlar ve borçlar bölüşür Adil, bağımsız, bütün vatanda! Sözün kısası; güveni, huzuru, hukuku… Bir kısmet, bir ihtimal, bir hayal sanır ki; Resmen, fiilen güngörmez, ses getirmez… Çukurlar ortasında kolları sargılı, burnu tıkalı. Kibirli, şaşkın, ama kulakları dik, gelir, gider… Bulunmadık Hint kumaşıdır siyaset meydanında. Göz görmez, yürek dayanmaz. Ne yaşar ne de yaşamaz canım İstanbul!... Nisan 1996 |