İlk Aşkım
İLK AŞKIM
Yıllarca görmüştüm seni Koşmuştuk, oynamıştık Kavga bile etmiştik çocuk seslerimizle Sonra bir gün Bir gün siyah bir elbise giymiştin Saçların iki örüktü yanında, uzun Göğsünde bir yerler kabarmıştı Dudakların daha mı etliydi, daha mı kırmızı bilmiyorum Gözlerine bakmıştım İlk defa görmüştüm yerleştirdiğin gecelerin güzelliğini Dudakların bu kadar güzel gülümsediğini hayal bile etmemiştim Maçlarda attığım goller heyecanlandırırdı beni Zafer çığlıklarıyla mutlu olurdum Sesini duymak Seni görmek isteği işte o gün yerleşti içime Seslendiğinde mutlu oluyordum Gördüğümde anlamını bilemediğim huzur kaplıyordu içimi İlginçtir hep yanında hep seninle olmak istiyordum İlk defa yaşadığım bir duyguydu bu adını bilmediğim Şiir yazmaya başlamıştım ta o zamanlar İlk sana okuturdum saman kağıtlarına yazdıklarımı Her mısraya seni saklardım anlamayasın diye Kızmayasın, küsmeyesin diye “Bu şiir.” derdim Okurdun, gözlerinin içi gülerek “Kim bu şanslı kız? ” derdin “Sen! ” diyemezdim. Susardım. Korkardım nedense, ” Seviyorum! ” diyemiyordu parmaklarım gibi dudaklarım Sadece bakardım içime ılık ılık bir şeyler dolardı Bahaneler bulurdum küçük küçük Koluna, bazen omuzuna dokunurdum Sıcaktı, sesin gibi yumuşaktı Sımsıkı sarılmak isterdim sana, sonra hayret ederdim Sebepsiz bu isteğe Bazen sırtına koyardım elimi, anlar mıydın okşardım bir an Sonra utanır çekerdim elimi Rüyalarıma girmeye başlamıştın Önceleri koşup oynuyorduk kahkahaların peşinde Sonra işin şekli değişti Sabah yüzüne bakamadığım zamanlarım oldu Sıkıldım, Acaba sen de görmüş müydün aynı rüyaları Adı aşkmış sonradan öğrendim İnsanın dizleri titrer, yüreği çıldırırmış Başını kapının eşiğine koyup Orada kalmak istermiş Ya da pencerenin tam karşısına geçip Görürüm diye beklermiş. Çok bekledim gülümsemelerini pencereden El sallamanı Her defasında gülümsedin, salladın sıcak ve pamuk gibi elini Sevinç dolardı içim, taşardı Derin bir nefes çekerdim o anda, içinde birlikte bir ömür yaşardık Heyecanım, sevincim sen olmuştun ya da seni görmek Hayattın sen, sebebimdin, her şeyimdin Geleceğimin her karesine seni yazar olmuştum… Binlerce defa gitme demiştim içimden Evinizin eşyaları kamyona doldurulunca Yalvarmıştı gözlerim “Kal! ” diye… Ne sen duymuştun, ne baban yalvarışımı Görmemiştin bile ardından boynu bükük kalışımı… Bilir misin her eşya yüklü gördüğüm kamyonda sen varsın Adın yazar da hâlâ Hâlâ dudaklarım adını söyleyemez Susar Yıllar geçmişti seni tekrar gördüğümde Evlenmişsin, çocukların var sana benzeyen Yine dizlerim titremişti Çarpmıştı yüreğim Dudaklarım yine kilitlenmişti… İçimde hep bir soru durur Söyleseydim, “Sevdiğim sensin! ” deseydim “Şiirlerin sahibi sensin…” Diyememiştim… Susmak Sen de sustun benim gibi Gözlerin aynı sıcaklığı taşıyordu bakarken Anlamıştım Geç oldu ama anlamıştım Sen de beni sevmiştin… Bak adın hâlâ yasak dudaklarıma Sesin haram kulaklarıma Uzaktasın Nerdesin şimdi onu da bilmiyorum Mutlu musun? Huzurlu musun? Üzgün müsün? Bana siyah ve beyazı sen sevdirmiştin Hep sevdim bu renkleri Bir itirafta bulunayım Bir ömür geçti bak aradan Gözlerinin akı gibi beyazı Karası gibi siyahı sevdim Ve seveceğim. Ne olurdu her insan ilk aşkıyla vuslatı yaşasaydı Unutmaya çalışmasaydı Unutulmasaydı Ya da doğumun ardından kalbini söküp alsaydılar insanların da Başkasına vurulmasaydı Çocuksu aşklar olmasaydı… Turgut Uzdu (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Zevkle okudum.
Kutluyorum.