Bir ufak çocukKaranlığın beyazına kurtların aldandığı gecede Yıkık sur duvarlarının camlarla süslendiği bu şehirde Tüm eski pabuçluların boğulduğu bir selde Ben bir köpek yavrusuna acıdım, aşık oldum. Bir sokak lambasının altında üşümüş ufacık eller Çektiği acı pahasına kafasını taşlara vuran denizler Aldırmaz ve ruhsuz vitrindeki bebekler Buna Tanrı’nın şahitliğini gören bizler Yüzüm soğuktan kızarmadı Taşlar arasından geçen suya direnmedi Saçlarım rüzgara söylenmedi Ve o inci tanesi İnciler ejderhanın ateşiyle çoğaldı Krallar siyah incileri kirli denizlere attı Ruhumdaki şeytan insafı tattı Tut elimden çocuk, gel gidelim |