acemi
Metroda şiirler yazardım aşka
Şovalyeler ile pehlivanları vuruşturup, hissederdim kadınca Bip sesi ile mahallemize geldiğimizi anlayınca Küfür ederdim, sana getirmeyen belediye hatlarına Memur çocuğuydum, haftaığımı yatırırdım Amerikan sigarasına Bir fırt ile, devesi götürürdü uzaklara Uğramazdık inadına senin evin sokağına Annen söyledi, sen gitmişsin uzak diyarlara Sözde yaşlılıktan başka dert yokmuş dünyada Utanarak gittim de, ağrı kesici bile bulamadım Nişantaş’ında Belki bakmalıydım fakir mahallelerin kucağına Orada kuşlar konarmış damlara Ne yaptım ki, merdivenlerden çıkıyordum usulca Yaşım çok gençti vurulmak için hoyratça İşin komik yanı, bir elbise askısı taktı bana kanca Üzelmeli miyim gülmeli miyim bilmiyorum sonbahar zamanında Akşam vakti olsa kapaklanacak adam mıydım aşka Börtü böcek ile patlatırdım bir şarkı Dünyaya Ama sabah güneşi gösterdi yüzünü açıkça Ölürüm, bu aşk karşılıksızsa |