Şiir Üzerine
-1-
Dokunulmazlıkla hücrelerde, karartma gecelerinde değilse Şairin hem gündüzü hem lambası geceyse eğer Topraktır şairin kanı, işlenmiş alkolle, endişeyle Paylaşımsız, gelişimsiz daldan dala devinimsiz atlayan Kendi ‘ben’inin körelmiş bilinçaltını sayıklayan Dirençsiz karnındadır ‘şair’in kendisini dayatmayan anlam Doyumsuz bir iştahla nereden üflenmişse o havaliyi yansıtan Omzumuza konan bu küçücük sabun köpüğünden küre / balonda Yüzümüze çarpıp dağılan görüntü / hayatlar Bir küçücük dokunuşla kayboluveren yansıma / dünyalarla Sözcüğün, biçimin, içeriğin, anlamın iktidarını kırma hevesi Uzun ömürlü olmayan yalandan ibaret ‘küreselleşme’ / imaj Bir bütünlük içindeki bilgiden, kalıcı gerçeklikten kaçış Ve “saf, belki de boş, anlamsızlıkçılık”, ‘mızmız’lık... Şiirin şerefine, insanlığın geleceğine saldırmaktadır!... 01 / 1998 |