2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1028
Okunma

şehir ve ben kaldık baş başa
gecenin görkemli dünyasında
kadim dostum yalnızlık bile terketti
içli dünyamın sensizliğinde beni
karanlık esirim attığım adımlarla
taşırım bir şehrin uğultusunu
şarhoş edici sevgisizliği
bırakışını nankör bir kedinin yavrusunu
yaşanması korkunç ola gelmiş hiçliği
taşıdığım gibi alışırım
üzüm gözlerin gibi karanlığa
susuşların vardı siyahi
doğruya yıldızlar geceye dağılırdı
ve gece olan insan hep yazılırdı
kalabalık gülüşlerinle açılan dudakların
ne kadar hazin bir öykü bu
duyulamayan sessiz sayfaların
hani düşmüştüm bir aydınlık günü
güneşli bir bahar sabahı avuçlarına
gökten yıldız toplamıştın benim için
ne yazık yaşananlara
kördüğüm demiştin hani karanlığıma
başımın ucunda dönüp duran sevdanla
yitik bir ömre ne ağır gelmiştin
yıldızları toplasak güneş oluşurmu
nasılsa param parça olmuş ışığım
süzülemeyip iki dudak arasından
fısıltılarında kaybolmuş insanların
şehrin dar sokaklarında satılan
bir kaç yaprak kara sevdan