ANLATMAK DEĞİL NİYETİM
İçimde binlerce resim, değişiyor her birinde sesim
Sana ulaşmaksa emelim, yetişmiyor nefesim. Susuz kaldım, ey can, yetiş imdadıma Sensiz her rüzgâr bu canda kopan fırtına. Ne zaman senden yana bir harf duysam Kemirir düşlerimi, korkudan bir dua Kapılıp nehrin akışına, ona uysam Çarpıyorum her defasında dört duvar betona. Yağmurlara hasretken edilen yağmur dualarında Gönüllerde çöl, gözlerinden düşer gül Senden uzak geçen bunca yılın sonunda Dönüyorum eli boş yurduma. Mektuplarını bir zarfın içinde asmıştım duvara El değmedi, tozlandı, rutubet tuttu sonunda Yüreğimde bir volkan, düştü yangın bora Okumaktan acizim, can, yetiş imdadıma. Yollarım patikaya çıktı, saçlarımda siyahların adı Kar düşmüşe çıktı Yaldızlı yalanların sonu hüsrana çıktı Bahçemde beslediğim gülün adı dikene çıktı. Baharın adını duydum, payıma hazan Yıllardır boşa kaynamış aşkınla dolmayan kazan Kabuk bağladığında yaram, kanayan gece Gündüzü mum yakıp da arayan çıktı. Silindi hafızımda bütün kelimeler, dil lal oldu Şen evimde sesler yitti, şarkılara hal oldu Yokluğun göğsümde yandı hâr oldu Avare yüreğim, şaşkın, talan oldu. Anlatmak değil niyetim, yokluğunun acısını Çeken bilir, giden dönmez, kalan çeker sancısını. Yola düşen kervan bulur mu hancısını Avare yüreğim, şaşkın, viran oldu. Boşa geçmiş seneler diyemem amma, velakin Rüzgârın önünde yaprak, savrulur rotasız Çalındım yıllarca notasız sazın telinde Dönüyor eli boş yurduma. Sensiz her rüzgâr bu canda kopan fırtına. Çarpıyorum her defasında dört duvar betona. Bahçemde beslediğim gülün adı dikene çıktı. Gündüzü mum yakıp da arayan çıktı. Okumaktan acizim, can, yetiş imdadıma. M.S. 2009 kahramanmaraş |
Güzel şiirinizi ve yazan yreğinizi kutluyorum.
Kaleminiz susmasın.
Saygılarımla.