Yaşamı Yaratmaya Giderken
Sımsıkı sarıldı inançlı yürekler
Bakışlar sonsuzca gülüştü Aşkın çocukları anlar Silahlarını yoldaşlarına bıraktılar Sürsün diye yaşam kavgaları Başarı dileyen umutlu yüreklerin Yıkılmazlığından aldılar İnançları Kutsaldı kararları Kapkara ıslak gözleriyle Ardından bakan küçük bir Arap çocuğu Sözdü ateş içinde yanan, Kürt bebesine duyulan sevgiydi * Yaratılmalıydı yaşam Anlamını yitirmeden kan Yaratılmalıydı umut Çok sıkı sarıldılar Sımsıkı Yaşama sarılıştı bu Yaşam yaratılmalıydı Son kez baktılar birbirlerine İlk kez bakar gibi Bembeyaz bir güzellik oldular Kızıl taçlarıyla * Yaşam yaratılmalıydı İşte gittiler ‘Merhaba yaşam’ diyerek gittiler Gerçeğin özü deme Bir bedene yerleşti yedi ayrı figür Tüm farklılık ve ayrılıklarıyla Gittiler Şehrin kehanetini asarak boyunlarına Gittiler O uzak çölün saydam yalnızlığına Geride, Kentin kapısında gülen yüzleri kaldı Bir de, Sahipsiz tanrısal gizemi * Gizi içinde saklı bir soruydu Künyelere kazılıydı suretleri Gittiler Ayın simli gölgesinde Avuçlarında bir tarih Geçtiler, Zaman tünelinin mavi penceresinden Yedi yüzük bir sihir * Yüzük, Gülüşü kaya sertliği Zaman, Ağır, ağır siliyor yüzüğün kehanetini Kil ve dilden yeniden oluşuyor putlar * Sihir içimizde yatan bir enkaz Ansız bir çağın sızılı atmosferi Şimdi mekân fabrika bacaları Bir, bir değiştirmiş yüzleri Duygular kara Yürekler kara Serbest piyasa dostluklar İkilem kıskacında Hüküm sürüyor iktidar Hükümlü olmuşuz Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında Her gün, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki canavarı Her kuvvet, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki şeytanı * Her saltanat bir enkaz Her enkaz, Kokmuş bir ceset yüzüğün gizeminde Örtülü bir toplumsal marjinal gerçeklik Modern duygular, Çağdaş fikirler, Ortaçağ duvarına yapıştırılmış, Satılık bir portre benliğimiz Gerçeğin özü değil, Uyarlanmış biçimi hayat Hayatın perdesini aralamak Siyah beyaz gözlükler ötesinde Ve akta değişen kara hayatı kurutmak Donuk beyinlerde Sırrın düğümünü çözmek Tüm gizemliliğiyle Devirmek Güçlendiğini sandığı sahte tahtı Çağ imajındaki maskeleri kırmak Eski saydam yüzleri bulmak Yüzüğün sihirli kehanetinde * Zaman ağır, ağır örmüş Kafataslarımızın içinde İsimli örümcek ağlarıyla Bir kaba sığdıramazken Kum tanesi hacmimizi Ufkumuz, Bir bardak dolusu çağlayan * Yüzük Hep sessizceydi Çığlıkları çığlık Dizgin bir asi attı yüzüğün aynasında Alıntılar yapıyorum Eski defterden bir yaprak Değişmeyen tek mevsim Halen hüzünlü sonbahar Hayatın yüzünde bozuk renkler Zaman kayıp, yitik bir mazi Kazılı künyeler geride kaldı Numaralı tozlu dosyada Erkekliğin kibirli cesareti Otuz üç dizimli kehribar yüzük * Yüzük Şarap kadehine zehrini boşaltı yılan Şekilsel görüntülü dijital dünya Vicdanımız Anlatamadığımız anlamlarla dolu İki yanıttan oluşan bir dünya Her yanıt, bizi ısıran kara bir yılan Kırık camlara yansıyan sisli gölgeler Parçalar bütünlüğü bir yürek Benliğimizi parçalayan o kama, hançer Boşaltmakta zehrini kadehimize * Bir öyküyü kirlettik buzlu bıçak ağzına Çıplaklık Kara kristal gibi soğuk avuçlarımızda sancı Değişen bir yüzü belgeleyememek her yanıyla Vakit geç oldu Kapatın ışıkları * Yüzük Bulutla örülü raylarda Yelken açıyorum çocukluğuma Mavi deniz gözlerimde Eski puslu aynada Bir yan gerçek kendi tabirinde Büyük bir dünya küresi Yüzüğün saydam çerçevesi Küçük şirin sazlık bir ev Çocukluk düşümün arka bahçesi * Yüzük ve Çocukken de, Büyürken de, Tek oyuncağıydı toprağı Kayıp bir adres benliğimiz Buğulu simli perde gözlerin Saydam ayın Kristal çıplaklığında Batan güneşin kızıllığı şimdi ülkem Ve sen Yüreğimden kayan bir hançer darbesi Yüzüğün iç çığlığında Dünya küresinde Dipsiz kuyusuna atılmış Yaralı toprağın gizemli sureti Yaprak gözlü Türkü kıvamında bir toprak Sevda kıvamında bir özgürlük Zaman sende Sihir sende Sana akıyor çocuk hayallerim Her ufuk Senden kalma bir uzaklık Her uzaklık Sana olan özlemdir * Yüzük Solgun Katıksız mevsim Üşüyen duygularım Dilimde, hala geçmişten kalma bir ezgi Bir öyküye uyarlamak Yaşantısız aşklarımı Tablonun fırça izlerini değil, renklerini taşımak Görüntümüzün gölgesinde * Yüzük Kimim? Neredeyim? Hangi zamandayım? Tarihin sayfasında. Rafa kaldırılmış tozlu bir dosya. |