BRE DESTUR (SAHTE KAZZAK KARAÇAY VE MAKBERİ'YE)""Bu konudan dün gece geç saatte haberdar oldum. Sağolsun Divane ağam haber verdi. Dediki; Kalk uyuma, kılıbıklar kazzaklık davası güderler senin hastalığını fırsat bilip, kazan kaldırırlar! Halbu ki, Hünkar hasta da olsa muhalefetin başını herdem ezecek kudrettedir ves selam."" Aç Tavuk düşünde, Darı görürmüş, Siz daha okurken, çaktınız beyler! Bekar oğlanlarda, karı görürmüş; Dediğimi görüp baktınız beyler! Bu ne güzel rüya, bıkmaz Karaçay, Ama haline de bakmaz Karaçay! Çadır-ı beyazdan çıkmaz Karaçay; Al ünler siz sanki yoktunuz beyler! Dostlarını yazmış, listeyi asmış, En üstte kendiydi, orayı kesmiş, Benide kılıbık haneye basmış; Çoğunuz kapıda çöktünüz beyler! Beni bilen bilir, ne dersem o dur, Demişsem he hedir, yo ise yo dur, Bence kılıbığın, Şahıda bu dur; Şimdi niye terse aktınız beyler? Bir bir ayan etmiş, dostu, yaranı, Yazmış yoldan geçen hatır soranı, Revadır Kestelli yaksa çıranı; Milleti baydınız, bıktınız beyler! İdrisoğlu demiş, Makberi demiş, Yılmaz Çelik demiş, Direniş demiş, Kahraman ı yazmış, Fedai demiş; Gülmekten yaşları, döktünüz beyler! Tatlı su kurnazı, seni gidi hey, Ateşi külleyip, sonra çık gel bey, Ne güzel bir taktik, aman ne hoş şey; Al’a gelmelere, toktunuz beyler! Yüzlerce kıtayla uslanmadınız, Verdiği ilhamdan beslenmediniz, Verip sırtı dağa, yaslanmadınız; Boş işte başları çektiniz beyler! Hiç vaki mi İLO çamaşır Ütü, Alıp eline de olacak kötü? Mahirdir bu işte yazanın zatı; Yeter tuzlasamda koktunuz beyler! Lüzumsuz karışmaz böyle işlere, Uğraşmayın sakın onla boş yere, O ki gardaşıyla yolda baş vere; Laf vurup canını sıktınız beyler! Tam partim iktidar yolunda iken, Şaştım kılıbıkmış muhalif çıkan! Kazzaklık zor zanat, beliniz büken; Sizler totodan mı çıktınız beyler? Yalancı pehlivan meydana dolmuş, Biz taksi bineriz, binmeyiz dolmuş! Taş mı düştü başa, sizlere nolmuş? Tez dağılır sizin paktınız beyler! Tek tek yazmış, şerheylemiş hepsini, Yadırgamaz evde kürek hapsini, Karaçay ki börek açmış kaç sini; Güya ki akıllı, saktınız beyler! Çetin Kılınçarslan, Divane ağam, Benden ayrılmayın, ben koca dağ’am, Kazzaklık nimetin, üstüze yağam; Sizler bu meydan da tektiniz beyler! Ağalık, Sultanlık, Şahlık bendedir, Şah olmak isteyen, bana bendedir, Sahil-i selamet bir bu yöndedir; Dinlemeyip ciğer söktünüz beyler! Hiç merak etmeyin Kestel yolumuz, Taklarla döşeli sağ-u solumuz, Kaymakam şahittir, bilir halimiz; Sizler hangi yöne aktınız beyler? Nihal Hanım Gazcı amma hep size, Yakuti iş bilir karışmaz söze, Hande, Peri dahi şahittir bize; Sonunda boyunu büktünüz beyler! Ozan İlo yazdı, dilersen alma, Kılıbık yakışır başka yol dalma, Karaçay halinden geriye kalma! Orada hanginiz diktiniz beyler? -------------------------------------------- Maşâllah Maşâllah, suyun üstüne, Zeytinyağ misüllü, çıktın KARAÇAY! "Kılıbıklık yoldur!" Deyip kastına; Devasa bir heykel, diktin KARAÇAY! Ne güzel yol tuttun, savunma deyip, Yalanın üstüne, bin yalan koyup, Taarruza kalktın, mübâhtır sayıp; Merdî kıptî sirkât, döktün KARAÇAY! Kırmızı çadır mı, girdi düşüne, Yoksa direği mi, çarptı başına? Doladın diline, boşu boşuna, Hiç boşa dellenme, yoktun KARAÇAY! Torpil isteyen sen, Yılmaz ÇELİK’ten, Dedin; "Girmesem de, bakam delikten!" Yapma ağam utan, bebe belikten; Bunca mı hayattan, bıktın KARAÇAY? Kırmızıda ne var, beyazda ne var? Çaldığınız türkü; Havar yâr havar, Hatun’a; "He" demek, bin belâ savar; Ne demek istedim, çaktın KARAÇAY! Saymışsın âlemi, bir bir özenle, Tartmışsın ibresi, bozuk mizânla, Kurtuluş olur mu, böyle düzenle? Bir günlük Beyliği, yıktın KARAÇAY! Varsayalım saydı, sırrını bir bir, Muhbirci fâş etti, hazırlık kevgir, Kuşandı topyekün, Millet kılınç, tîr; Kıpraştıkça dibe, çöktün KARAÇAY! Boşuna dolama, beni diline, Bak ne güzel uyar, kelim keline! Kozları veripte, elin el’ine; Hiç yoktan başını, yaktın KARAÇAY! Kimlere kanıpta, kazağım deyip, Bu asılsız lâfı, ortaya yayıp, Başına ne gelir, umursamayıp; Yengemin gadabın, çektin KARAÇAY! Fedaî, Direniş, İhtilâl nerde? Nihâl hanım gerdi, gözüne perde, Luzumsuz, Bülbül’üm, Kahraman birde; Pişmiş aşan suyu, ektin KARAÇAY! Cemal VAROL usta, Kadir TURAN hoş, Yangın körükleyip, durmuyorlar boş, Sen uyma bunlara, bak önümüz kış; Kovulursan evden, koktun KARAÇAY! DİVÂNE yakındır, hâllerin bilir, O yandan bu yana, malûmât gelir, Arayan yengeden, belâsın bulur; Sanırdım ben seni, sak’tın KARAÇAY! Dursun ELMAS yanar, gardaş hâline, Daha fazla vurma, yükü beline! KESTELLİ, KAYMAKAM, girdi koluna; Fırsatı kaçırıp, baktın KARAÇAY! İDRİSOĞLU bakar ve HANDE hanım, Bu kadar da mavra, olmaz der canım, YAKUTÎ, SİNAN BEY, şâhidim benim; Beyaz çadır içre, tektin KARAÇAY! Bir kupa eksikti, diploma derken, Neyine gerekse, oklava varken, Daha dur açtırma, kutuyu erken; Korkudan eriyip, aktın KARAÇAY! Seneye yol var mı, Kestel’e sorda? Yengemden izinli, olasın orda! Süpürge sapıyla, dövmesin birde; Yerse kazaklıkta, göktün KARAÇAY! Yavaş yavaş geldik, sonuna işin, Ağam bu konuyu, bir daha düşün! Niye boştan yere, ağrısın başın? Çadırın önünden, sektin KARAÇAY! Aha Ozan İlo, gardaşın senin, Dinlersen öğüdüm, sıkılmaz canın, Cennet-i âlaca, geçer her günün; Diyen desin boynu, büktün KARAÇAY! -------------------------------------------- Yazmışsın İsmail, sevgili dostum, Diyerek sırların, bilmedi sorma! Açık oldun el’e, desem ben sustum; Sade İsmail’in, almadı sorma! Sağır Sultan duydu, feryâdın âhın, Süngüsü düşer mi, sen gibi Şâh’ın? Anahtarı bende, sana felâhın; Lâkin, kör tâlihin, gülmedi sorma! İşe Vars@yalım yengeyi katıp, Dayağın suçunu, o yana atıp, Kurtuluş mu uman, saflara yatıp? Ordan da bir çâre, gelmedi sorma! İsmail gardaşım, kötü mü kardın? Üç dişin hesâbın, sırtına sardın? Gül gibi gardaştan, ne kemlik gördün? Aha bu dediğin, olmadı sorma! İkrâr eylemişsin, candan bıktığın, Çamaşırı yuyup, elde sıktığın, Bulaşığa soğuk, sular döktüğün; Yengem boşa başa, çalmadı sorma! Temizlikte mahir, pîrdir dediler, Birde türkü söyler gürdür dediler, Siler süpürür pür nûrdur dediler; Daha kimse dengin, bulmadı sorma! Öğrenemedin ki, kırk yılda tavı, Rafadan üstüne ders alıp kâvi, İşte böyle vurup, yıkarlar devi; Şükür başka darbe, salmadı sorma! Kuyruğu dik tutsan, ne ki, fayda ne? Bu nedir çaldığın, de ki, gayda ne? Bir komşu mu, dinle, derler Ay’da ne? Mevcûdâttan gâfil, kalmadı sorma! Destûr çek ey Ağam, ses etme sakın, Az daha sâbredin, dişiniz sıkın, Kurtuluş gününüz, yaklaştı bakın; Kimse bunu akıl, kılmadı sorma! Ozan İlo senin, gardaşın malûm, Geliyorum derhâl bitecek zûlüm, Partim güçleniyor, iktidâr yolum; Kazzaklık payidâr, ölmedi.. sorma! -------------------------------------------- Benimki ziyaret kaç kere dedim, Doğrudur bir defa dayağı yedim Kazak benim,sizle gönül eyledim, Üzerime herif yoktur ahali.......................İBRAHİM KARAÇAY Senin slogandı; "Kuyruğu dik tut!" Ben yalan sallayım, ahâli sen yut! Biz safız ya ağam, uyuruz uyut! Kim demiş ki burda, sak’tır ahâli?...................OZAN İLO -------------------------------------------- Hepsi doğru yazdığının üstadım Yalnız heriflikte unutma bizi Tarihe geçecek galiba adım Benim makamımda hepsinin gözü.......................KARAÇAY KARAÇAY AĞAM’A! Demin kılıbıklık destânı yazdın, Hemide kallâvi mersiye dizdin, Pek çok hemcinsini, kahredip üzdün; Bir öyle, bir böyle söyleme sözü!..............................OZAN İLO -------------------------------------------- NİHÂL MİRDOĞAN’A (GAZ MÜTEHASSISI) Ben olayı baştan gördüm inanın Bu işi Karaçay başlattı derim İsmail’e çıktı ilki kuranın Üstüne alındı tur attı derim...........................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Haydiii Gazcı geldi, yok mu alacak? Gazda rekâbeti, başlattı derim! Benzin Mazot neymiş, Gaz da gelecek; Gazcılar hepsine, fark attı derim!...................OZAN İLO Bu böyle uzayıp giderken birden İhtilal gaz verdi durduğu yerden Gülerken boğuldum inanın terden Kahraman durur mu sır attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) İhtilâl de Gazı, alıyor senden, Hiç şüphemiz yoktur, bizim bu yönden, O da hoşluk arar, gönülden candan; Konuya çalıştı, ter attı derim............................OZAN İLO Bülbül’den devamlı rapor gelirdi Sandık ki Karaçay birden delirdi Tatile kaçışı tekrar belirdi Bodrum’da ağlayıp zar attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) BÜLBÜL ağam sâdık muhbirdi amma, Değişmiş herhalde, hâşâ ve sümme, Böyle düşünüyor, hakkında amme; Sanki hileli bir, zar attı derim!.........................OZAN İLO Diğer dostlar doğru yolda giderken Birden karıştılar seyir ederken Dertler sıralandı fazlaca erken Tutukmuş dilleri zor attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Doğru yolda giden, selâmet bulur, Eğri yola dalan, zorlukta kalır, sahil-i selâmet, sormaktan gelir; Ehline danışan, bâr attı derim!....................OZAN İLO Ve bir gün siteye Divane geldi Havayı kokladı ahvali bildi Her satır avazdı zırhları deldi Ocaktan getirip kor attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Divâne gelince, destûrun çekip, Elinden çok çekti, şu üçlü ekip, Bülbül, Vars@yalım, Karaçay bıkıp; Kaçsalarda lâkin, sır attı derim!..................OZAN İLO Tencere tavalar sırtı sıvazlar Cemal Varol’dan da geldi avazlar Önceden belliydi üst üste gazlar Göz pınarlarından şar attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Tencere tavayı, üst üste düzer, Cemâl Varol kursa, müşteri süzer, Son günlerde o da, canından bezer; Baktı tuttuğu yol, hor attı derim!...................OZAN İLO Kestel’de duyduğum haberler üzdü Kılıbık çadırı olayı çözdü Kontenjan sınırsız bu nasıl sözdü Oklava borsası kur attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Kırmızı çadırda, tekçeyim hâlâ, İnanmayan sorar, Köroğlu, Zal’a, Boşa mı dolarım, bunları dil’e? Çoklar kapıda boş, tur attı derim...............OZAN İLO Varsayalım sakın vah ! deyip durma Okul açılacak,üzülüp kurma Bulaşık,yemekle kendini yorma Sıcak sudan derin kir attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Bu Vars@yalım’ın, durumu vâhim, İnanın çok zorda, hayatı Câhim, Zûlm yağar başına, hep sehim sehim; Âh-ı efgân değil, nâr attı derim!.....................OZAN İLO Ozan İlo ve Silm , maço mu bilmem Kayıtlar ortada ben artık silmem Makberi’de varmış ben nasıl gülmem Maçolar ard arda ter attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Hocam bilmeyecek, ne var ki bunda? Silmî ile benim, konuda önde, Zaten ikimizdik, o malûm günde; Kılıbıklar üzre, tîr attı derim!........................OZAN İLO Fedai sınırdan öteye aştı Almanya’dan feryat bize ulaştı Buna bu kazaklık kimden bulaştı Sazına sarıldı tar attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Fedâi ağamla, ezelden birdik, Halkın zelîl hâlin, evvelden gördük, İrşâd etmek için, haykırdık durduk; Velâkin bu Millet, car attı derim!..............OZAN İLO Gazi ve yaralı sayısı arttı Ufak sıyrıklılar kefeni yırttı Makyajlar, gerçeği kim diyor örttü Süpürgenin sapı şer attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Daha çok artacak, gazi yaralı, Budur bu işlerin, şartı kuralı, Müstehâk gezsinler, morlu bereli; Bu yolda niceler, ser attı derim!..................OZAN İLO İstatistik veri sözü söylüyor Durmadan moraran gözü söylüyor Terlik satışları özü söylüyor Kaçanlar canını dar attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Beceremez bunlar, terlikten kaçmaz, Düşünecek adam, başa dert açmaz, Kılıbığın tedbir, aklından geçmez; Darbeyi az yiyen, kâr attı derim.................OZAN İLO Rab’bimiz kimseyi koymasın darda Ağıtlar peş peşe dizildi burda Sanırsın dayaktan her biri hurda Niçin ağlarsınız yâr attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Allah muhafaza, sığınıp O’na, Düşmüyek Şâhlıktan, hor hakîr kula, Irak olsun bizden, bu şedîd belâ; Hamdülillâh bizi, ER attı derim!..................OZAN İLO Mehterana düşen revir kurdurmak İlk önce hemşire doktor buldurmak Orduya toplayıp Çin’e saldırmak Kazaklar cephede ser attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Bil ki ceddim Kürşâd, sarayı basan, Kırk kişiydi ordu, Çin idi pusan, Onun mirâsıdır, serlerde esen; Bizdeki yürekte, ŞÎR attı derim!.....................OZAN İLO Mirdoğan diyor ki nazire olsun En kötü günümüz neşeyle dolsun Bütün kötülükler açmadan solsun Şiirde yarenlik gür attı derim....................NİHÂL MİRDOĞAN(GAZ MÜTEHASSISI) Ozan İlo yazdı, sözü tam etti, Çevirdi yokladı, özü tam etti, Muhabbet ceminde, sazı tam etti; Yanına gardaşı, Tar attı derim!.................OZAN İLO -------------------------------------------- BU DA TEBLİĞ ! (MANİFESTO) Okudum, hatmettim, tezimi sundum, Uymak isteyene, çözümü sundum, Hece hece yazdım, özümü sundum; Karar vermek size, kaldı ağalar! Buyurun saflarda, yerleri alın, Vâkit geç olmadan, çabucak gelin, Üstünüzden horluk, tozunu silin; Kervâna katılan, güldü ağalar! Bu yol mutluluğun, huzurun yolu, Bu yoldan yüz dönen, mutlaka deli, Bu yol serinletir, bunalmış kulu; Akl-ı selim sırrı, bildi ağalar! Ne bulaşık derdi, ne çamaşır var, Ne ütü, temizlik, ne de mama ver, Ne mutfağa girip, sarmaları sar; Yetişen bunları, sildi ağalar! Yufka açacakmış, hamur tutmamış, Yok içine kâfi, maya katmamış, Hanımlar hâtâyı kabul etmemiş; Resti çeken huzur, buldu ağalar! Dolmaymış börekmiş, nemize gerek? Üç günlük dünyada, zûlüm mü görek? Er doğduk Ana dan, Er ce can verek; Bu sözden alanlar, aldı ağalar! VELİCAN’ ı mı da, yanıma aldım, Onuda kudretten, bir kazzak buldum, Sırt sırta vererek, meydâna daldım; Saltanatın çağı, geldi ağalar! Ozan İlo bıkmaz, dâvet etmekten, Gayretlenin haklı dâvâ gütmekten, Gurur duyun benle, yola gitmekten; Gelmeyen lay lay lom, çaldı ağalar! -------------------------------------------- BUNA DA HATİME DİYELİM ! Sözümüz lâtifân, bulunmaz kastı, Murâdı muhabbet, tebessüm yüzde! Bilene dokunmaz, Ozan’ın best’i; Mürâilik olmaz, araman bizde! Özümüz neyise, sözümüz o dur, Dostlar otururlar, gönlümüz sedir, Evvelimiz buydu, âhirde budur; Tamımızda böyle, böyledir cüzde! Bilenler bilirler, Beytullâh kalbte, Değer bulunur mu, yozlukta, kalpta? Riyâkâr dil olmaz, Eren’de, Alp’te; Sâbittir ölüme, ikrârda, sözde! Burda söz alanlar, hepisi canım, Yönlerinden gayra, yönelmez yönüm, Ben onlarım ancak, onlarda benim; Yandık aynı ateş ve aynı közde! Gayrı aramayın, bulunmaz bunda, Dosta kalkmaz kılınç, kırılır kında, Muhabbet ten değil, kanımda canda; Görünür iyice, gayretle süzde! Ozan İlo candan, eyler selâmın, Damıtır imbikten, söyler kelâmın, Perdâhı sizsiniz, kalbe cilâmın; Affa mazhar olun, ol zorlu ruz da! -------------------------------------------- |
Uymak isteyene, çözümü sundum,
Hece hece yazdım, özümü sundum;
Karar vermek size, kaldı ağalar!
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
BU SIIRRI
********************
KAZAKLAR İÇİ KOF, DIŞI GÜR AĞAÇ
KELDE MERHEM OLSA ARAR MI İLAÇ
ERKEKLER HER DAİM KADINA MUHTAÇ
KADINLAR BU SIRRI ÇALDI AĞALAR
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
HECENİN USTASINI, KALEMİN HASINI HECENİN ER MEYDANI "HECEYE GÖNÜL VERENLER" ATÖLYESİNDE 180 ŞAİRİN ARASINDA GÖRMEK İSTEDİĞİMİZİ BİR KERE DAHA İLAN EDELİM Kİ DAVETE İCABET EDİLE...BU GÜZEL MUHABBET YAKIŞMIŞ VALLAHİ BÖYLE GÜZEL BİR MAHFİLE...